Avrupa Kupalarında 3 takımımızın sahne aldığı gecede Galatasaray, 700 bin Euro’luk takıma 2-0 öne geçmesine rağmen iki gol yiyerek berabere kaldı. Beşiktaş kendi evinde Frankfurt’a 3-1 kaybetti. Fenerbahçe deplasmanda Twente’ye karşı iyi oynamasına rağmen sadece 1-1 ile bir puan çıkardı. Beşiktaş 36 takım arasında sonuncu, Galatasaray ve Fenerbahçe UEFA liginde yenilgisiz.
UEFA gecesinde kara gece yaşadık.
Galatasaray ile başlayalım.
“Takım değeri 300 milyon Euro” diye yönetim övünüyor.
Rakip toplam değeri 700 bin lira olan bir köy takımı.
Kendi sahası bile UEFA standartlarına uymadığı için orada oynayamıyor.
Maç öncesi “Saha güzel Çimler güzel “ diye açıklama yapan Okan Buruk baştan beri rakibi ciddiye almadı.
Takıma gereksiz bir izin verdi.
Maça “Nasıl olsa kazanırız” mantalitesi ile çıktı.2-0 skoru da bulunca tamamen oyundan koptu. Bu aşamada “oyuna dakikalarla müdahale eden teknik direktör” diye tanımladığımız Okan Buruk ne yaptı.
“Nasıl olsa bu maçı kazanırız” diye değişiklikleri bile doğru yapamadı.
Kasımpaşa karşısında 3-0 dan 3-3 gelen maçı dört gün önce yaşamışsın Bu kadar ciddiyetsiz nasıl olabiliyorsun?
Teknik direktörün ciddiye almadığı maçı oyuncu ciddiye alırmı?
Sahaya sürülen oyuncuların hepsinde ruh yoktu.
Sadece Yunus’u ayrı tutuyorum.
Haksız yere sarı kart görmesine rağmen golünü attı. Takımın ayakta kalan tek oyuncusuydu.
Batsuhayi kenarda dururken, hiç varlık gösteremeyen İcardi tam süre sahada kaldı.
Geçen hafta kenarda oturtulan takımın dinamosu Torreria, kötülerin arasındaydı. Onu oyundan alan teknik direktör hiç varlık gösteremeyen İcardi’yi sahada tuttu.
Her zaman övdüğüm Sanchez ve Abdülkerim’in gollerdeki hatası acemi oyuncunun yapacağı cinsten değil. Bu Avrupa standartlarında stoperler bu hatayı nasıl yapar?
Anlamak mümkün değil.
Fenerbahçe maçının yıldızı Gabriel Sara’nın bu kadar kötü oynama hakkı yok. Barış Alper Yılmaz’ın küsmeye hakkı yok.
İsmail bile diğer kötülere uydu.
Özetle;
Bu fatura tamamen Okan Buruk’a yazar.
İyi şeyler yaptığında övdüğümüz Okan Buruk’u hataları anında da eleştiriyorum.
Bu takım Şampiyonlar Ligi için kuruldu.
Young Boys gibi bir mahalle takımına yenildin ve elendin.
“UEFA Kupası’nı alacağız” diye yola çıktın.
Ciddiyetsizliğin ile durumu bu hale getirdin.
Hafta sonu Alanyaspor’a da kaybedersen ne sen kalırsın. Ne de yönetim kalır.
Beşiktaş, gecenin kaybedenleri arasında olmasına rağmen takım ruhu ve erken goller yemesine rağmen oyundan kopmadı.
Beşiktaş’ın mücadele ruhunu sevdim.
İkinci yarıda bir ara tek kale oynadı.
Ama
Erken yenen goller, kaçan penaltı Beşiktaş’ın kalitesine yakışmadı.
Herkes elinden geleni yaptı. İyi mücadele etti. E. Frankfurt’a karşı daha iyisini bu oyunla yapamazdı.
36 takım arasında sıfır puan ile sonuncu olan Beşiktaş… Beşiktaş Avrupa’da oynadığı11 maçın 10’ununu kaybetmiş.. Yani oyun ara sıra güzel ama sonuç yok.
Gecenin deplasmandan puan getiren ikinci takımımız Fenerbahçe oldu. İlk yarıda golü erken yiyen Fenerbahçe, Amrabat’ın güzel pası ve asistini gole çeviren Tadic 1 puanı getirdi.
Beşiktaş 3-1 mağlup olmasına rağmen savaştı. Fenerbahçe bazı evrelerde Twente’den daha iyiydi.
Nesiri artık gol atmalı. Morinho artık bir oyun sistemi oturtmalı Tadic ile fazla oynanamamalı. Kahveci bu takımda daha çok süre almalı.
9 puan beklediğimiz geceden sadece 2 puan çıkarabildik. Bunun üzerine düşünmeliyiz.
