Kilim Dokuma Sanatı Yeniden Canlanıyor
Büyükşehir Belediyesi, 2000 yılından bu yana kadın istihdamını güçlendirmek ve kaybolmaya yüz tutmuş dokumacılık sanatını yeniden canlandırmak amacıyla kilim atölyelerinde dokumacılığı sürdürüyor. Her bir desenin ardında bir hikaye barındıran kilimleri üreten kadınlar, aile bütçelerine katkı sağlarken bu sanatı da yaşatmaya çalışıyor. Kök boyalarla renklendirilmiş iplerle dokunan kilimlerdeki farklı motifler, çoğunlukla bölge ve aşiret isimleri ya da kişilerin adlarıyla anılıyor. Bu kilimlerin tasarımı ise bölge insanının yaşamından ve doğadan ilham alıyor.
Annelik ve Sanat: Fatma Abiş’in Hikayesi
Fatma Abiş, 7 yaşındaki kızı Avesta’ya kilim dokuma sanatını öğretiyor. Dokuduğu kilimin deseni "Canbezer" olan Abiş, “Bu kilimin ismi, geçmişte onu dokuyan kadınların karşılaştığı zorluklardan kaynaklanıyor. Ben de bu sanatı annemden öğrendim ve şimdi kızıma aktarıyorum” ifadesinde bulundu.
Kilimlerin Derin Anlamı
Usta öğretici Makbule İnan, Hakkari ve Van kilimlerinin her birinin ayrı bir hikaye taşıdığını belirterek, “15 yıldır kadınlara kilim dokumacılığını öğretiyorum. Dokuduğum kilimin ismi ‘Gülsarya’; bu isim, geçmişte Sarya adında bir kadının dokuduğu için verilmiştir. Kilimlerin isimleri genellikle dokuyan kadınların isimleri ya da aşiret isimleri ile ilişkilidir” dedi.
Kilimler Yerel ve Küresel Pazarda
Büyükşehir Belediyesi Kilim Atölyeleri Sorumlusu Nazime Bağlan, atölyelerde dokunan kilimlerin sipariş üzerine hem yurt içinde hem de yurt dışında gönderildiğini açıkladı. Bağlan, “24 yıldır hizmet veren atölyelerimizde kadınlarımız ilmek ilmek kilim dokuyor. Gelen kadınlar çocuklarını da getiriyor ve bu sanatı onlara öğretiyor. Kilim desenlerimiz ağırlıklı olarak Hakkari ve Van yöresine ait. Kadınlarımız burada meslek öğrenirken ailelerine de destek sağlıyor. İpler dışarıdan geliyor, ancak boyama işlemini kendimiz yapıyoruz. Her kilimin bir hikayesi var ve bu kültürün yaşatılması için talep üzerine yeni atölyeler açmayı planlıyoruz” diye belirtti.