Ukrayna ve Rusya arasındaki devam eden çatışmada, diplomatik çözüm arayışları sürerken, Türkiye’nin iki ülke arasındaki arabuluculuk çabaları global çapta dikkat çekiyor.
“TÜRKİYE İKİ CEPHEDE OYNAMA SANATINDA USTALASHTI”
ABD medyasında yer alan değerlendirmelere göre, Batılı ülkelerin Rusya ile cepheleştiği bu dönemde, Türkiye’nin hem Rusya hem de Ukrayna ile görüşme yürütebilen tek NATO üyesi olması, dikkat çekici bir başarı olarak öne çıkıyor. Türkiye, Ortadoğu ve Avrasya’daki güç dinamiklerini yönetme kapasitesini de gösteriyor. Bu süreç, sadece modern jeopolitikaların bir yansıması değil, aynı zamanda yüzyıllardır süregelen diplomatik ilişkilerin ve köklü bir yönetim anlayışının sonucudur.”
“BU DENGELEYİCİ EYLEM, TÜRK DEVLET ADAMLIĞINI TANIMLIYOR”
Analizlerde, 16. yüzyıldan bu yana Moskova’nın Türkiye üzerindeki etkisinin sürekli olarak test edildiği ifade ediliyor. Yirminci yüzyılda Türkiye’nin rolünün büyük ölçüde pasif kaldığı, Batı’nın güvenlik desteklerine bağımlı bir yapıda olduğu vurgulandı. Ancak günümüzde Ankara, güçlü bir tampon devletten daha fazlası haline gelerek, bölgesel dinamikleri kendi açılarından şekillendiren bir güç ortaya koyuyor. Türkiye, Ukrayna’ya silah sağlarken Rusya ile ekonomik ilişkilerini devam ettiriyor ve diplomatik anlaşmalar gerçekleştiriyor. Bu dengeleyici politika, Türk devlet adamlığının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
“TÜRKİYE’Yİ CİDDİYE ALIN”
Türkiye’nin hem Kiev hem de Moskova ile açık iletişim kanallarını sürdürerek arabulucu konumunu güçlendirdiği belirtildi. Suriye, Libya, Kafkasya ve Orta Asya’da Türkiye’nin Moskova ile rekabet hâlinde olduğu da kaydedildi. Türkiye’nin oyunu Avrupa ülkelerine göre farklı bir perspektifle oynadığı ifade ediliyor; ülkedeki ilişkilerin pragmatik bir çerçevede devam ettiği vurgulandı.
ABD medyası, Türkiye’nin stratejik dengesinin belirgin bir güç unsuru olduğunu belirterek, “NATO ve AB, Ankara’yı dışlamak yerine onun stratejik değerini kabullenmelidir. Türkiye’nin önemini göz ardı etmeyin. Bir kenara itilmiş Türkiye, Rusya’nın müttefiki olmayacak; ancak kendi şartları doğrultusunda hareket edecek, Moskova ile faydalı anlaşmalar gerçekleştirecek ve Batı güvenlik düzenini karmaşıklaştıracaktır. Ankara ile Batı arasındaki her ayrılık, Rusya için yeni fırsatlar doğurmaktadır.” açıklamasına yer verildi.