Türkiye’nin Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) İsrail’e karşı açmış olduğu soykırım davasına müdahil olacağını açıklamasının ardından, 7 Ağustos’ta Lahey’de dosya sunması planlanmaktadır. Bu davanın kökeni 29 Aralık 2023’te Güney Afrika’nın İsrail’e karşı açtığı soykırım davasına dayanmaktadır. Türkiye’nin bu davaya müdahil olma hakkı, Soykırım Sözleşmesi’ne taraf olmasından kaynaklanmaktadır.
Güney Afrika, 29 Aralık 2023’te İsrail’e karşı açtığı davada, Soykırım Sözleşmesi’nin çeşitli hükümlerinin yorumlanması konusunda Uluslararası Adalet Divanı’ndan yardım istemişti. Türkiye’nin müdahilliğine dair başvuru sürecinde çeşitli sorular gündeme gelmiştir. Bu süreçte UAD, diğer ülkelerin Güney Afrika-İsrail başvurusuna müdahil olma taleplerine de yanıt vermek zorunda kalmıştır. İsrail’in de davaya ilişkin görüşünü 28 Temmuz 2025 tarihine kadar sunması beklenmektedir.
UAD’deki Güney Afrika-İsrail başvurusuna ek olarak, Türkiye’nin de müdahil olma kararı diğer benzer davaları örnek alarak alınmıştır. Divan’ın daha önce Ukrayna-Rusya ve Gambiya-Myanmar davalarındaki müdahillik taleplerini değerlendirdiği bilinmektedir. Ancak, bu tür dava süreçlerinin ne kadar süreceği konusunda net bir tahmin yapılamamaktadır.
Güney Afrika’nın İsrail aleyhine açtığı soykırım davasında, UAD’nin aldığı tedbir kararları önemli bir yer tutmaktadır. Divan, İsrail’e karşı Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal etmesini engellemek adına çeşitli tedbirler almış ve İsrail’den belirli hizmetlere erişimi sağlamasını istemiştir. Türkiye’nin bu süreci yakından takip ettiği ve 7 Ağustos’ta Lahey’de dosya sunarak davaya müdahil olacağı bilinmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye’nin Güney Afrika’nın UAD’de İsrail’e karşı açtığı soykırım davasına müdahil olma kararıyla ilgili sürecin nasıl ilerleyeceği ve sonuçlanacağı merak konusu olmaya devam etmektedir. Türkiye’nin bu davaya müdahil olması, uluslararası hukukta Türkiye’nin etkisinin arttığını göstermektedir.