Değerli Dostlar,
Türkiye-İsrail arasında, çok geniş kapsamlı ASKERİ anlaşmalar imzalanmıştırBu anlaşmalar iptal edilmemiş olup YÜRÜRLÜKTEDİR!
Şimdi bugüne gelelim.
Medyada Türkiye ile İsrail arasında bir savaşın kopmak üzere olduğu algısı hızla yayılmaktadır!
Aralarında çok geniş kapsamlı ASKERİ ANLAŞMALAR bulunan iki devlet savaşırlar mı?
Sizlerle ek bir bilgi daha vereyim;
1952 yılından günümüze kadar göreve gelmiş genelkurmay başkanlarının ve yüksek komutanların tümü İSRAİL YANLISIDIR. Bazıları ise yanlı olmanın ötesinde İSRAİL SEVDALISIDIR!
Kısacası Türkiye ile İsrail arasında bir savaş ihtimali sıfırdır!
Peki, bu savaş çığlıkları ne oluyor?
Anlatayım.
Bazen bir devlet başkanı başka bir devlet başkanına şöyle der: “Ben sana sözlü olarak saldıracağım! Hakaretler edip meydan okuyacağım! Lütfen alınma, aslında seni ne denli seviyorum, biliyorsunuz.” Diğer devlet başkanı durumu anlar, kabullenir. Çünkü kendisine dönük sözlü saldırının gerekçesi, saldırıyı yapan başkanın halkına dönük bir algı yaratma operasyonudur. Buna diplomasi dünyasında “for domestic consumption”, “iç tüketim için” denilmektedir. Bunun Türkçe karşılığı ise “DANIŞIKLI DÖVÜŞ” tür!
Ülke ekonomisinin çok kötüye gidişi, sosyal rahatsızlıkların giderek artışı, AKP’nin bir daha seçim kazanma şansının hızla azalması Recep Tayyip Erdoğan’ı çok huzursuz etmektedir.
Öte yanda, İsrail Başbakanı Netanyahu da halkının giderek büyüyen protestoları karşısında giderek zayıflamaktadır.
İşte, bu koşullar bir Danışıklı Dövüş’e başvurmayı zorunlu kılmıştır!
Netanyahu “Kudüs Bizimdir!” diye bağırıyor, Erdoğan “Biz bin yıldır bu topraklardayız!” diye Netanyahu’ya parmak sallıyor!
Medyanın yatakta atılmış gazetecilerine de iş düşüyor, basıyorlar yaygarayı “İsrail saldırmak üzere! Savaş çok yakın!”
Değerli Dostlar,
Ben bu çok önemli konuyu belgeleriyle, çok ayrıntılı olarak yıllar önce inceledim, “İSRAİL’İN NÜKLEER SİLAH CEPHANELİĞİ” kitabımda yazdım. AsyaŞafak Yayınları bu kitabımın 1. baskısını Nisan 2006’da, 2. baskısını Ekim 2012’de yayımladı.
Benim bugün şaşırdığım şudur: İlk kez 19 yıl önce vermiş olduğum bu çok önemli bilgileri, günümüzde “uzman” olarak yazıp konuşanlar bilmiyor! Yalnız onlar değil, 46 yıllık gazeteci Can Ataklı gibi gazeteciler de bilmiyor, hala saatlerce savaş ihtimalleri, savaş sonrası olasılıklar hakkında laf salatası, Erol Bilbilik’in deyimiyle LAFMACUN yapıyorlar!
Peki, bu duruma sizler ne diyorsunuz?
Yılmaz Dikbaş
19 Eylül 2025, Cuma: