Türk savunma sanayi, son 20 yıl içerisinde gerçekleştirdiği atılımlar ile yerli ve milli savunma araçları üretiminde dünya çapında dikkat çeken bir noktaya ulaşmıştır. Bu süreçte, Türkiye’nin özellikle milli firmaları tarafından üretilen İnsansız Hava Araçları (İHA) ve Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) uluslararası alanda önemli başarılar elde ederek Türk ürünlerini adeta bir marka haline getirmiştir.
Son dönemde, havacılık sektörüne dair global yayın organı olan FlightGlobal’ın Counterpoint Market Intelligence ile birlikte 2023 yılı itibarıyla hazırladığı derlemede, savunma sanayi alanında dünyanın en büyük 100 firması arasında Türkiye’den iki firma yer almıştır. Bu firmalar, Baykar ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), liste içerisinde ilk 50 firmaya dâhil olmayı başarmışlardır. Bu durum, Türkiye’nin bu sektördeki önemli ilerleyişini kanıtlamaktadır.
Türk İHA ve SİHA’larının uluslararası arenada gösterdiği başarılar, özellikle Mehmetçik’in sınır ötesi operasyonları üzerinden kendini açıkça göstermektedir. Bunun yanı sıra, Karabağ Savaşı, Libya, Etiyopya, Fas, Tunus, Nijer ve Togo gibi Afrika ülkelerinin teröre karşı mücadelelerinde bu araçların etkin bir şekilde kullanıldığı da gözlemlenmiştir. Baykar’ın en bilinen aracı olan Bayraktar TB2, bu süreçte en özel araç olarak öne çıkmış ve dünya genelinde büyük bir tanınırlık kazanmıştır.
Ancak tüm bu başarıların yanında, dünya genelinde tanınan markaların kopyalanması ile bilinen Çin, Türk savunma sanayisinin bu başarısından etkilenmiş gibi görünüyor. Çinli bir firma, Türkiye’nin Bayraktar TB2 modelini neredeyse bire bir kopya eden XY-I İHA’sını tanıtmıştır. Bu İHA, Uluslararası Havacılık ve Uzay Fuarı’nda sergilendi ve ‘çakma’ TB2 olarak tanımlandı.
Sonuç olarak, Türk savunma sanayi, son yıllardaki ilerlemeleriyle dünya çapında dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Türk İHA ve SİHA’larının uluslararası alandaki başarısı, bu araçların yurt dışında nasıl bir marka haline geldiğini gösterirken, bu başarı Çinli üreticilerin bile dikkatini çekmiştir. Kopyalamalar, gelecekte yaşanabilecek rekabetin ne kadar yüksek olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Bütün bu gelişmeler, Türkiye’nin savunma sanayisindeki yerli ve milli üretim anlayışının önemini de pekiştirmektedir. İHA ve SİHA gibi modern savaş araçlarının etkinliği ve kullanımı, Türk ordusunun operasyonel kapasitesini artırırken, aynı zamanda dışa bağımlılığı azaltmaktadır. Böylelikle Türkiye, savunma alanında daha bağımsız ve güçlü bir duruş sergilemektedir.