Amerika Birleşik Devletleri’nde başkanlık seçimleri için geri sayım sona ererken, milyonlarca seçmen 5 Kasım 2024 tarihinde sandık başına gitmek üzere hazırlıklarını tamamladı. Ülkenin siyasi gündemi oldukça yoğun ve gergin bir atmosferde ilerliyor. Seçim sürecinin sonlarına gelinmesi, adayların mitinglerini artırmalarına ve seçim kampanyalarında son bir hamle yapmalarına olanak tanıyor.
Donald Trump, Kuzey Carolina eyaletinde yaptığı mitingde, seçim öncesinde dikkat çeken açıklamalarda bulundu. President olarak yeniden seçilmeyi hedefleyen Trump, özellikle Meksika’ya yönelik sert eleştirilerde bulundu. Meksika’nın, ABD sınırındaki düzensiz göç sorununa dair gösterdiği yetersizliğe değinen Trump, “Yapacağım ilk çağrılardan biri Meksika’ya olacak; sınırlarımızdan insanların girmesine izin vermeyi bırakın.” sözleriyle Meksika hükümetine baskı yapmayı amaçladığını belirtmiş oldu.
Meksika hakkında yaptığı açıklamalarda Trump, “Meksika tarafından işgal ediliyoruz.” diyerek bu ülkeden gelen insanları suçladı. Ayrıca, “Eğer ülkemize gelen bu suçlu ve uyuşturucu saldırısını durdurmazlarsa, ABD’ye gönderdikleri her şeye derhal yüzde 25 gümrük vergisi uygulayacağım.” ifadeleriyle, gümrük vergilerinin artırılması ile Meksika’ya bir tür tehdit savurdu. Böylece, Trump, hem iç politikada hem de dış politikada kendine özgü bir sert kural koyma çabasında olduğu mesajını vermiş oldu.
Trump, başkan seçilmesi durumunda uygulamayı planladığı gümrük vergisi politikası hakkında “Bu işe yaramazsa, yüzde 50 yapacağım ve o da olmazsa yüzde 75 yapacağım. Sert çocuklar için ise yüzde 100 yapacağım.” şeklinde konuşarak, ekonominin durumu ve ticaret ilişkilerine dair nasıl bir yol izleyeceğini ifade etti. Bu duyurular, Amerika’nın ticaret politikalarının nasıl şekilleneceği konusunda belirsizlikler yaratmakta ve ekonomistlerin tepkilerini toplamaktadır. Ekonomistler, Trump’ın bu tehditlerle açıkladığı tarifelerin ters etki yaratabileceğini dile getiriyor.
Trump’ın, 2016 yılındaki başkanlık seçimlerinde, ABD-Meksika sınırına inşa edeceği duvar projesini hatırlatarak, Meksika’nın bu duvarın bedelini ödemesi gerektiğini taahhüt etmiş olmasına rağmen, o dönemde bu sözlerini yerine getiremediği göz önünde bulundurulursa, günümüzdeki tehditlerinin gerçekliği konusunda şüpheler doğmaktadır. Seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte, Trump’ın Meksika üzerindeki baskılarının nasıl bir sonuç doğuracağı merakla beklenmektedir.