ABD’deki 2024 başkanlık seçimlerinde, rakibi Kamala Harris’i geride bırakan Donald Trump’ın yeni kabinesi şekillenmeye başladı. Bu süreçte, konuyla ilgili bilgiler öncelikle Wall Street Journal (WSJ) tarafından paylaşıldı ve Trump’a yakın isimlere dayandırıldı. Dört yıl aradan sonra tekrar başkanlık koltuğunu hedefleyen Trump, kabinesinde yapacağı atamaları merakla bekleyen kamuoyuna sürpriz isimlerle yanıt veriyor.
Trump, yeni kabinede ulusal güvenlik danışmanı olarak Mike Waltz isimli bir ismi düşündüğünü belirtti. Waltz, Afganistan’da görev yapmış bir “yeşil bereli” eski asker olup, şu an Florida’dan Cumhuriyetçi Parti’den Temsilciler Meclisi’nde yer alıyor. Son üç dönemdir bu görevde bulunan Waltz, özellikle Çin konusundaki “şahin” açıklamaları ile dikkat çekiyor. Eğer görev alması kesinleşirse, Waltz, Rusya-Ukrayna savaşı, ABD-Çin rekabeti ve Orta Doğu’daki krizler gibi önemli dış politika meselelerinde etkili bir isim haline gelecek.
Bununla birlikte, Trump’ın Waltz ile diğer adaylar hakkında resmi açıklamalarını kısa süre içerisinde yapması bekleniyor. Waltz, bu süreçte Dış İlişkiler Komitesi, Silahlı Hizmetler Komitesi ve İstihbarat Komitesi gibi önemli komitelerde de görev almış bir isim. Ayrıca, eski savunma bakanları Donald Rumsfeld ve Robert Gates gibi isimlerle de danışmanlık ilişkisi bulunuyor. Dick Cheney’nin başkan yardımcılığı döneminde Beyaz Saray’da çalışarak önemli tecrübeler edinmiş bir liderdir.
Waltz’un açıklamaları içinde dikkat çeken diğer bir nokta ise, 2022 yılındaki Pekin Kış Olimpiyatları sırasında ABD’nin bu organizasyonu boykot etmesini savunmasıdır. Bu tavrını, Çin hükümetinin Uygur Türklerine yönelik Sincan’da uyguladığı baskıları gerekçe göstererek destekledi. Dolayısıyla, Waltz’un kabinedeki pozisyonu, sadece güvenlik politikalarını değil, aynı zamanda ABD’nin uluslararası işleyişindeki etik duruşunu da etkileyebilir.
Donald Trump’ın kabine atamaları, önümüzdeki dönemde ABD’nin dış politikası üzerine şekillenen yeni bir görüş açısının sinyallerini veriyor. Trump’ın geçmişteki Başkanlık döneminde uyguladığı politikalar ile güncel koşullar arasındaki farklar ve Waltz gibi isimlerin bu dinamiklere nasıl katkı sağlayacağı dikkatle izlenecek. Seçim sonrası dönemde yaşanan gelişmeler ve bu gelişmelerin dünya politikası üzerindeki etkileri, Washington’da daha geniş tartışmalara yol açacaktır.
Sonuç olarak, Donald Trump’ın yeni kabinesi, ülkenin geleceği açısından büyük önem taşıyan bir dizi atamayla şekilleniyor. Mike Waltz’un ulusal güvenlik danışmanı olarak atanması, hem iç hem dış politikada önemli dönüşümlerin habercisi olabilir. ABD’nin karşı karşıya olduğu küresel krizler ve uluslararası ilişkilerdeki denge, bu atamalarla birlikte yeniden gözden geçirilecektir.