ABD’de ikinci Donald Trump dönemi tüm fırtınasıyla sürüyor. Seçim döneminin başlarından itibaren Meksika Körfezi’nin adını “Amerika Körfezi” olarak değiştirme isteğini kararlılıkla sürdüren Trump, başkanlık görevini devralmasıyla birlikte bu konuda hemen harekete geçti.
Trump, Meksika Körfezi’nin adının resmen değiştirilmesi için gerekli talimatı verdi. ABD İçişleri Bakanlığı, bu doğrultuda yaptığı açıklamada, “Başkan’ın talimatı üzerine Meksika Körfezi artık resmen Amerika Körfezi olarak anılacak.” ifadelerine yer verdi. Bu değişiklerin yanı sıra, Kuzey Amerika’nın en yüksek zirvesi olan Alaska’daki Denali Dağı’nın isminin de yeniden McKinley Dağı olarak değiştirileceği duyuruldu.
İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, bu değişikliklerin, ABD’nin olağanüstü mirasını koruma ve gelecek nesillerin kahramanlarını ve tarihi varlıklarını kutlama konusundaki kararlılığını teyit ettiği vurgulandı. Ayrıca, ABD Coğrafi İsimler Kurulu, bu değişiklikleri resmi federal isimlendirme sisteminde yansıtmak için hızlı bir şekilde çalışmalara başlamış durumda. Bu değişiklikler federal kullanım için hemen geçerli olacak.
Tarihsel olarak bakıldığında, 1917 yılında suikaste uğrayan ABD’nin 25. Başkanı William McKinley’i onurlandırmak amacıyla McKinley Dağı adının verilmesi önemli bir işlemdi. Ancak Barack Obama yönetimi, 2015 yılında bu ismi değiştirmiş ve Dağ’a “Denali Dağı” ismini vermişti. Bu durum, isim değişikliklerinin sadece siyasi bir simge değil, aynı zamanda tarihi bir bağlam taşıdığını gösteriyor.
Meksika Devlet Başkanı Claudia Sheinbaum, geçtiğimiz salı günü düzenlediği basın toplantısında, Trump’ın ABD sınırları içinde istediği ismi verebileceğini, ancak bu durumun uluslararası alanda, özellikle de Meksika’da ve dünyanın geri kalanında “Meksika Körfezi” olarak anılmasını değiştirmeyeceğini ifade etti. Bu çelişki, iki ülke arasındaki jeopolitik ilişkilerin ne denli karmaşık olduğunu gözler önüne seriyor.
ABD’nin bu yeni isimlendirme politikası, iç politikadaki kutuplaşmayı artırabilecek bir durum olarak yorumlanıyor. Trump yönetimi, özellikle milliyetçi duyguları güçlendirmek amacıyla böyle adımlar atıyor olabilir. Diğer taraftan, bu tür değişikliklerin tarihsel bir bağlamın korunması açısından sorun teşkil edebilir.
Sonuç itibarıyla, Donald Trump’ın Meksika Körfezi’ni Amerika Körfezi olarak değiştirmesi ve McKinley Dağı’nın adını geri alması, sadece coğrafi isimlendirme değil, aynı zamanda siyasi bir mesaj niteliğindedir. Bu süreç, tarih ve kimlik politikalarının kesişim noktası olarak tartışılmaya devam edecektir.