Amerika Birleşik Devletleri’nde, Donald Trump, başkanlık seçimlerini kazandığını duyurdu ve yeni yönetimi için hazırlıklarına başladı. Başkanlık için gereken delege sayısını aştığı bilgisi, ABD basınında geniş yer buldu ve sonuçların kesinleşmesiyle Trump, 20 Ocak 2025’te yemin ederek göreve resmen başlayacak.
Yeni kabine oluşumu da hızla şekilleniyor. Trump, Dışişleri Bakanlığı görevine Marco Rubio’yu düşündüğü bilgisi gündeme geldi. Rubio’nun ismi öne çıkarken, bu durum hakkında detaylar ve bilgiler de ortaya çıktı.
Marco Rubio, Florida’da küba göçmeni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Kendisi, Cumhuriyetçi Parti üyesi olup, sert muhafazakâr görüşleriyle tanınmaktadır. Özellikle göç politikaları, ekonomi ve dış ilişkiler konularında taviz vermeden duruş sergilemesiyle bilinir.
Rubio, Ortadoğu politikalarında ise güçlü bir İsrail destekçisi ve Hamas karşıtı bir duruş sergilemektedir. Filistinlilerin kayıplarından %100 oranında Hamas’ı sorumlu tutarak, İsrail’in Gazze’deki eylemlerine sıkı bir destek vermektedir. Rubio, net bir şekilde, İsrail’in Hamas’ı tamamen yok etmesi gerektiğini ifade ediyor ve bunun Gazze halkına uzun vadede yardım edeceğini savunuyor.
Rubio, yakın dönemde İsrail’i ziyaret ederek Başbakan Binyamin Netanyahu ile görüşmelerde bulundu ve bu süreçte İsrail’e olan bağlılığını bir kez daha vurguladı. Ayrıca, Amerikan üniversitelerinde düzenlenen “İsrail karşıtı” protestolara karşı çıkmış ve bu eylemlere katılan yabancı öğrencilerin sınır dışı edilmesini savunmuştur.
Siyasi kariyeri boyunca, Türkiye ve Türk hükümetleri hakkında eleştirel bir tutum geliştiren Rubio, Türkiye’nin 2019 yılında gerçekleştirdiği Barış Pınarı Operasyonu’na da karşı çıktı. Rubio, o dönemdeki Trump yönetiminin, operasyon öncesinde Amerikan askerlerini çekme kararını eleştirmiştir.
Suriye’nin kuzeyinde IŞİD ile mücadele eden Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı Türkiye’nin hamlelerini de eleştirerek, SDG dışında başka bir güç ya da ülkenin IŞİD ile etkin bir şekilde mücadele edemeyeceğine vurgu yapmıştır. Bunun yanı sıra, Marco Rubio, Türkiye ile ABD arasında gerginliğe neden olan Ermeni Soykırımı yasasını desteklemiş ve bu konudaki tasarıya oy vermiştir.
Trump’ın kuzey Suriye’deki askeri varlığın geri çekileceği yönündeki açıklamasına muhalefet eden Rubio, çekilmenin büyük bir hata olacağını ileri sürdü. Siyasi geleceği açısından Trump’ın başkanlığı sırasında bu konudaki tutumu merak edilmektedir. Ancak Rubio’nun Trump’a olan bağlılığı ve saygısı, her alanda uyum gösterme hassasiyetini beraberinde getiriyor.
Çin ve İran konularında da sert bir tavır sergileyen Rubio, ABD’nin daha agresif bir politika izlemesi gerektiğini savunuyor. Özellikle, Çin’in ekonomik gücüyle rekabet edebilmek için sanayi alanında bir strateji geliştirilmesi gerektiğini belirtmektedir. 2019 yılında, Çin’in MIC2025 planına muhalefet ederek bunun bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekmiştir.
Rusya-Ukrayna savaşı konusunda ise Marco Rubio, müzakereden yana bir yaklaşım sergilemektedir. Savaşın sona ermesi için müzakerelerin şart olduğunu ifade eden Rubio, her iki tarafın da zafere ulaşamayacağını söylemekte ve bu süreçte Ukrayna’nın daha güçlü bir pozisyonda olmasını ummaktadır.
Dışişleri Bakanlığı için aday gösterilmesi beklentisi üzerine, Rubio’nun senatodan onay alması gerektiği de günd