Suriye, Esad rejiminin düşmesinin ardından bir normalleşme süreci yaşarken, Batılı ülkeler bu gelişmeleri yakından izlemeye devam ediyorlar. Ülkenin stratejik konumu ve zengin toprakları, yeni hükümetin kurulma süreci çerçevesinde önemli isimlerin Suriye’yi ziyaret etmesine neden oluyor.
Son zamanlarda, Suriye’deki yeni yönetimi ziyaret eden üst düzey yetkililer arasında Avrupa Birliği’nin temsiliyle Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ve Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock bulunmaktaydı. Bu ziyaretler, Suriye’nin geleceği hakkında önemli mesajlar taşıyor.
Ziyaretler sırasında özellikle dikkat çeken bir olay, başkent Şam’da gerçekleşti. İki bakan, Suriye Dışişleri Bakanı Ahmed eş-Şera tarafından kabul edildi. Ancak, yapılan selamlaşma şekli, Avrupalı bakanların tutumunu gözler önüne seren bir durum arz etti. Fransız Bakan Barrot, eş-Şera’nın uzattığı eli parmak uçlarıyla tutarak geçiştirici bir selam verirken, Alman Bakan Baerbock ise liderin elini hiç sıkmadı. Bu davranış, hem yerel hem de uluslararası basında geniş yankı buldu.
Görüntüler, dünya basınında büyük bir tepkiyle karşılaşırken, eş-Şera’nın elini sadece kalbine götürerek verdiği tepkiyse dikkatlerden kaçmadı. Bu durum, Suriye’nin yeni yönetimi ve Batılı ülkeleri temsilen gelen bakanlar arasındaki gerginliği ortaya koyuyor.
İlgili görüşmelerin ardından, radikal bir grup olan Heyet Tahrir Şam, bakanların ziyaretine ait fotoğrafları paylaşmayı ihmal etmedi. Ancak bu paylaşımda gözlerden kaçmayan bir ayrıntı, Alman Bakan Baerbock’un elini sıkmayı reddetmesi sonucu fotoğrafının blurlanmış olmasıydı. Bu durum, sosyal medyada ve uluslararası basında çeşitli yorumların yapılmasına neden oldu.
Dünya basınında bu hareket, Baerbock’un profesyonellikten uzak bir tutum sergilemesi olarak eleştirildi. Suriye’deki mevcut siyasi durumu ve Batı’nın ülkedeki yeni yönetime karşı tutumunu daha da fazla şekillendiren bu tür ziyaretlerin, ilerleyen dönemde nasıl bir anlama geleceği merak ediliyor.
Sonuç olarak, Suriye’deki normalleşme süreci ve bu süreçte yaşanan diplomatik gelişmeler, hem bölgesel dinamikleri hem de uluslararası ilişkileri etkileme potansiyeline sahiptir. Suriye’nin geleceği hakkında atılacak adımlar ve buna yönelik uluslararası toplumun göstereceği tutum, elbette ki bu ülkenin kaderinde belirleyici rol oynamaya devam edecektir.