Suriye’de 61 yıl boyunca süren iç savaşın ardından yeni bir dönem başlamakta. Esad rejiminin yıkılması, Suriye’nin yeniden şekillenmesini sağlarken, gözler daha önce rafa kaldırılmış olan projelere çevrildi. Bu projelerin başında 2009 yılında durdurulan “Katar-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı” yer alıyor.
Uzmanlar, Suriye’nin mevcut durumunu değerlendirirken, bölge güvenliği, yatırım ortamı ve istikrar gibi kritik konuların önemi üzerinde duruyor. Bunun yanı sıra, değişen enerji dinamiklerinin de dikkate alınması gerektiği vurgulanıyor.
KATAR’IN DOĞALGAZ REZERVİ
SETA Vakfı’nda araştırmacı olan Büşra Zeynep Özdemir, Katar’ın doğalgaz açısından oldukça önemli bir ülke olduğunu belirtiyor. Küçük bir alana sahip olmasına rağmen, Rusya ve İran’ın ardından dünya genelinde yaklaşık 25 trilyon metreküple en büyük üçüncü ispatlanmış doğalgaz rezervine sahip. Katar, sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ihraç eden ülkeler arasında da Rusya’nın ardından ikinci sırada yer alıyor.
Özdemir, Katar’ın 2004 yılında faaliyete geçen Dolphin Gas projesinin, ülkenin gaz ihraç ettiği tek boru hattı olduğunu vurguluyor. Bu hattın toplam uzunluğu ise 370 kilometreye ulaşıyor.
“SURİYE’DE İSTİKRARLI BİR REJİMİN KURULMASIYLA PROJE, BÖLGEDE SİYASİ AÇIDAN BİR ENGELLE KARŞILAŞMAYACAK”
Katar’ın doğalgaz ihracatında yüksek kapasiteli bir yapıya sahip olduğunu vurgulayan Özdemir, Suriye’deki istikrarlı bir rejimin kurulması durumunda, Katar-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı projesinin siyasi açıdan engellerle karşılaşmayacağını belirtiyor. Ancak bu boru hattı projesinin her açıdan büyük bir altyapı yatırımı olduğunu unutmamak gerekiyor.
TALEBİN MİKTARI VE MALİYET ÖNGÖRÜLERİ
Özdemir, boru hattının Katar’dan Türkiye’ye ulaşımının maliyetinin oldukça yüksek olduğunu ifade ediyor. Uluslararası piyasalardaki doğalgaz fiyatlarının da bu proje için kritik öneme sahip olduğunu belirtiyor. Fiyatların yeterince yüksek seviyelerde olmaması, finansmanın sağlanmasını zorlaştırabilir.
Uzun vadeli alım garantilerinin, projenin hayata geçirilmesinde bir diğer önemli unsur olduğu hatırlatılıyor. Türkiye’nin, Avrupa’nın en büyük doğalgaz pazarlarından biri olmakla birlikte, Rusya, İran ve Azerbaycan ile uzun dönemli doğalgaz kontratları bulunduğu da göz önünde bulundurulmalı. Dolayısıyla, bu uzun vadeli boru hattının andan itibaren yeterli miktarda doğalgaz transferi gerçekleştirmesi bekleniyor.
AB’nin kömür kullanımını bırakma hedefleri nedeniyle doğalgaz talebinin ne kadar olacağı ve bu talebin süresi de önemli bir tartışma konusu. Özdemir, AB ülkelerinin altyapılarının yeterince birbirine bağlı olmadığını belirterek, örneğin İspanya’dan gelen gazın Almanya’ya ulaştırılmasının şu an mümkün olmadığını ifade ediyor.
Şayet AB ve Türkiye, kömür santrallerinin yerini doğalgaz alternatifleriyle değiştirilmesi konusunda uzlaşırlarsa, Katar’dan gelecek gazın alıcı bulması ihtimali oldukça yüksek.
“SURİYE HENÜZ İSTİKRARDAN UZAK”
Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikası Merkezi uzmanı Anne-Sophie Corbeau, boru hattının uzunluğunun