Sözsüz iletişim, iletişim alanının en eğlenceli tartışma konularından biridir. Özellikle de eleştirelciler, kişisel gelişimciler ve akademisyenler arasında bu konu sıkça tartışılmaktadır. Kişisel gelişimciler ve bazı akademisyenlere göre, sözsüz iletişim ilişkilerde büyük öneme sahiptir ve iletişimin büyük bir kısmını oluşturur. Eleştirelcilere göre ise, son yıllarda sözsüz iletişime yüklenen önem gereksiz ve dayanaksızdır. Beden dilinin iletişimin büyük bir kısmını oluşturduğunu belirtenlere karşı sorgulamalar yapılmaktadır.
Bu yazıda, sözsüz iletişimin önemine değil, sosyal ilişkilerdeki işlevlerine ve nasıl okunması gerektiğine odaklanılacaktır. Sosyal ilişkilerde, sözsüz iletişimin nasıl okunması gerektiği konusunda çeşitli zorlamalarla karşı karşıya kalındığı vurgulanmaktadır. İnsan haklarını yücelterek insan ve eşya arasındaki ilişkiyi değiştirmenin kolaylaştığı belirtilmektedir. Medyanın varlığıyla, insanları sözsüz olarak etkileyen imajlar inşa edildiği ve tüketim talepleri oluşturulduğu ifade edilmektedir.
Günümüzde insanlar, aidiyet ve statü iletişimlerini sözsüz olarak yapmaktadırlar. Tükettikleri ürünlerden, kişisel eşyalarından ve davranışlarından insanların kimliklerini, güçlerini ve statülerini anlamak beklenmektedir. Endüstrinin sunduğu seçenekler arasında, herkesin kendini değerli hissetmesi ve toplumda yok olmaması amaçlanmaktadır. Bu endüstri, insanların sorunlarına çözümler sunmakta ve onlara özdeşim kuracak hikayeler ve rol-modeller sunmaktadır.
Sözsüz iletişim, insanları özgürleştirmek vaadiyle onları esirleştirmekte ve baskıcı bir yapı oluşturmaktadır. Kendini özgürleştirmiş gibi hissedenler, aslında trendlere uyum sağlamakta ve popüler kültürle bütünleşmektedirler. Bu durumdan uzaklaşmak isteyenlerin, trendlere mesafeli durmaları ve değerlerine, onurlarına sahip çıkmaları gerekmektedir. Daha derin bir değer arayışında olanlar ise, Hz. Peygamber’in yaşamından örnek alarak, sözsüz iletişimi ve insan ilişkilerini inceleyebilirler.
Son olarak, değerlerini korumak ve gerçek mutluluğu bulmak isteyenlerin, popüler kültüre karşı durmaları ve kendi değerlerine bağlı kalmaları önemlidir. Bu sayede, insanlar gerçek özgürlüğe ve mutluluğa ulaşabilirler. Prof. Dr. Hakan Aydın’ın kaleme aldığı yazıda, sözsüz iletişimin sosyal ilişkilerdeki rolü ve etkisi ele alınmış ve okuyuculara düşündürücü bir perspektif sunulmuştur.