“`html
Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışmalar devam ederken, bu durum ekonomik savaşın da sürdüğünü gösteriyor. Ekonomik yaptırımlarla karşılaşan Rusya, Batı ülkelerinin baskılarına karşı gaz ve petrolün stratejik kullanımını artırarak yanıt vermeye çalışıyor.
Almanya’nın iç siyasette sıkıntılı günler yaşadığı bu dönemde, Başbakan Olaf Scholz kritik bir diplomatik görüşme gerçekleştirdi. Scholz, 2022 yılının Aralık ayından sonra ilk kez Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir saat süren bir telefon görüşmesi yaptı. Bu buluşma, Almanya’nın Rusya ile olan ilişkileri açısından büyük önem taşıyor.
Görüşmenin ana maddesi, Rusya’nın Almanya’ya olan gaz sevkiyatları oldu. Bu durum, batılı müttefiklerin Ukrayna’ya desteği konusunda artan belirsizliklerle de bağlantılı. Ocak ayında Donald Trump’ın dönmesiyle birlikte, bu desteklerin geleceği hakkında kaygılar ortaya çıkmış durumda. Almanya, ABD’den sonra Ukrayna’ya en çok askeri ve finansal yardım yapan ülke olarak öne çıkıyor.
İngiltere’den gelen haberler, Başbakan Keir Starmer’ın, Biden yönetiminin görev süresi dolmadan önce Ukrayna’nın konumunu güçlendirmek için G-20 zirvesinde Biden ile görüşeceğini ortaya koyuyor. Starmer’ın bu görüşmede, Kiev’in askeri ihtiyaçları konusundaki yardımların artırılması için çaba göstereceği söyleniyor.
Donald Trump, başkanlık görevini 20 Ocak 2024’te devraldıktan sonra Rusya-Ukrayna savaşına odaklanacağını açıkladı. Mar-a-Lago’da gerçekleştirdiği etkinlikte, “Bu savaşın durması gerekiyor. Rusya ve Ukrayna arasında bir uzlaşı sağlanmalı.” diyerek barış için atılacak adımlara vurgu yaptı. Ayrıca, önceki gün Fox News’e verdiği röportajda, “Ukrayna’ya bir barış elçisi atayacağım.” ifadelerini kullanarak bu konudaki niyetini netleştirdi.
Trump, Biden yönetiminin Ukrayna’ya yönelik mali yardımlarını eleştirerek, hızlı bir çözüm hedeflediğini belirtti. Ancak bu bağlamda, çözümün toprak tavizlerini içerebileceği endişeleri de gündeme geldi. Bu durum, uluslararası dengeler açısından büyük önem taşıyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Ukrayna’daki çatışmanın mevcut cephe hattında dondurulması önerisinin Minsk anlaşmalarının daha kötü bir versiyonu olduğunu ifade etti. Minsk anlaşmaları, Luhansk ve Donbass’ın Ukrayna’nın bir parçası olarak kalmasını hedeflerken, Kiev tarafından yeterince uygulanmamıştı.
Lavrov, bazı Batılı ülkelerin, kaybedilen toprakların geri alınamayacağı gerçeği üzerinden çatışmanın donmasını önerirken, bu yaklaşımın Minsk anlaşmalarını geçersiz kılacağını ve Rusya’nın kazandığı toprakları pekiştireceğini iddia etti. Almanya ve Fransa’nın bu anlaşmaları, aslında Rusya’ya karşı bir zaman kazanma stratejisi olarak kullandıklarını, nihayetinde Kiev’i yeniden silahlandırmayı amaçladıklarını ileri sürdü.
“`
Bu yazıda, Rusya’nın Ukrayna ile olan çatışmasının iç ve dış politikada yarattığı etkilere dair detaylı bir inceleme yer alıyor. Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un Putin ile yaptığı görüşme ve Trump’ın krizi çözme konusundaki niyetleri, bölgedeki dinamiklerin nasıl değişebileceği açısından önemli.