İsrail Kanal 12 televizyonunun yaptığı habere göre, İsrail’in yeni Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, Tel Aviv’deki İsrail Savunma Bakanlığı tarafından düzenlenen bir konferansta önemli açıklamalarda bulundu. Zamir, 2025 yılının savaş dolu bir yıl olacağını ve Filistinlilere karşı askeri mücadelenin devam edeceği mesajını verdi. Bu açıklama, İsrail’in mevcut askeri stratejisi ve Filistin ile olan ilişkileri açısından tartışmalara yol açabilecek bir nitelik taşıyor.
Daha da ilginci, Zamir’in konuşmasında Tevrat’tan alıntılar yaparak Filistinlilere yönelik tehditler savurdu. Tevrat’ın Levililer kitabında geçen “Düşmanlarımı kovalayıp yok ettim; onları tüketmeden geri dönmedim.” ifadelerini kullanan Zamir, bu sözlerle düşmanlarına karşı sert bir tutum sergiledi. Bu tür alıntılar ve tehditler, bölgede gerginliğin artmasına neden olabilir ve uluslararası toplumda farklı tepkilere yol açabilir.
Zamir, savaşın henüz sona ermediğini ve karşılarında hala bazı zorlukların bulunduğunu belirtti. Bu da, İsrail ordusunun Filistin karşısındaki duruşunu ve askeri hedeflerinin ne olduğunu açıkça ortaya koyuyor. İlgili konferansta daha önce de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun, Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılar esnasında Tevrat’a yaptığı atıfların sık sık gündeme geldiği hatırlatıldı. Bu durum, din ve devlet işlerinin iç içe geçtiği bir çizgide yürüyen politikalara işaret ediyor.
Öte yandan, İsrail’deki askeri ve siyasi yapıda bazı değişiklikler yaşanıyor. İsrail Genelkurmay Başkanı Aviv Kohavi’nin 7 Ekim 2023’te gerçekleştirilen bir olay sonrası “feci bir başarısızlığın sorumluluğunu” üstlenerek istifa ettiği bildirilmişti. Kohavi’nin bu açıklaması, İsrail ordusunun mevcut durumu ve stratejik hedefleri hakkında bir sorgulamaya yol açtı. Sonrasında Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz, 6 Mart 2025 itibarıyla Halevi’den boşalacak koltuğa Eyal Zamir’i atama kararı aldılar. Bu atama, üst düzey askeri liderlikte köklü bir değişim olarak değerlendirilmekte ve önümüzdeki dönemde uygulanacak askeri stratejilere yönelik beklentileri şekillendirmektedir.
Tüm bunlar, Ortadoğu’daki karmaşık siyasi durumu ve İsrail-Filistin ilişkilerinin geleceği açısından önemli bir tablo çizmektedir. Zamir’in askeri hedeflere yönelik cesur açıklamaları ve tehditleri, hem iç politikada hem de uluslararası arenada tartışma yaratacak unsurlar taşımaktadır. Özellikle Filistin halkı adına olan kaygılar, bu tür açıklamalara yanıt verecek şekilde büyümekte ve gerginliği artırmaktadır. İsrail’in savaş politikaları ve askeri stratejileri, sadece bölgeyi değil, aynı zamanda dünya genelindeki diplomatik dengeleri de etkileme potansiyeline sahiptir.