Son günlerde Rusya’da artan çocuk gelin vakalarına bir yenisi daha eklendi. Astrahan bölgesinde, Roman topluluklarının yoğun olarak yaşadığı bir yerleşim alanında, 13 yaşındaki bir kız çocuğunun annesinin zoruyla evlendirilmesi dikkat çekti. Yaşının çok altında bir birey olarak, bu tür olaylar toplumsal normlar ve yasal çerçevelerle çelişiyor.
Bu olayda, 13 yaşındaki gelin ile 8 yaşındaki damat arasında büyük bir yaş farkı bulunuyor. Roman olduğu belirtilen annenin, aile dostu bir kadının 8 yaşındaki oğlu ile kızını evlendirmesi, birçok insanın tepkisini topladı. Düğün sırasında kaydedilen görüntülerde, beyaz gelinlik giymiş olan küçük kız ile lacivert takım elbise giymiş genç damadın isteksiz bir şekilde dans ettikleri görülüyor.
Düğünde renkli ışıklar ve havai fişekler ile eğlenceli bir atmosfer yaratılmış olsa da, ardındaki dram gözler önüne seriliyor. Çocukların dans ederken yaşadıkları zorluk ve aralarındaki boy farkı, izleyiciler için üzücü bir manzara oluşturuyor. Bu tür çocuk evlilikleri, sadece bireyler üzerinde değil, toplum üzerinde de uzun vadeli olumsuz etkiler yaratmakta.
Yaşanan bu olay hakkında hızlı bir şekilde harekete geçen Rus yetkilileri, Rusya Devlet Duması Aile Koruma Komitesi Başkanı Nina Ostanina tarafından sert bir tepkiyle karşılandı. Ostanina, “Rus vatandaşı olan herkes, ülke yasalarına uymak zorunda. Roman olmayan aileleri çocuk istismarı nedeniyle cezalandırırken, bu duruma göz yumamayız” şeklinde konuştu. Bu açıklama, yasal düzenlemelerin her birey için eşit şekilde uygulanması gerekliliğini vurguluyor.
Rusya’da, yasal evlilik yaşı 18 olarak belirlenmiş durumda ve yalnızca özel durumlarda 16 yaşındaki bireylere yerel makamların onayıyla evlenmeye izin verilmektedir. Bu gibi olayların önüne geçebilmek için daha aktif yasalarının uygulanması ve toplumsal bilinçlendirme çalışmaları gerekli görünmektedir. Çocuk gelin vakalarında artış yaşanması, yalnızca bir bireyin yaşamını etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda toplumsal sorunların da görünür hale gelmesine yol açıyor.
Olayla ilgili başlatılan soruşturmanın, benzer durumların tekrar yaşanmaması için bir dönüm noktası olması umut ediliyor. Fakat bu tür geleneklerin ve uygulamaların kök nedenlerine inmek, toplumsal değişimin sağlanması açısından oldukça mühimdir.
