Son iki yılı aşkın bir süredir dünyayı sarsan ve çeşitli ülkelerin politikalarını etkileyen Rusya-Ukrayna Savaşı, özellikle de nükleer tehditler açısından dikkat çekici gelişmelere sahne olmaya devam ediyor. ABD, Ukrayna’ya yönelik olarak, Rus topraklarına yapılacak saldırılarda kullanılmak üzere uzun menzilli füzelerin onayını vermesinin ardından, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin önemli bir karar aldı. Putin, güncellenmiş nükleer doktrinini onaylayarak, balistik füze, insansız hava aracı veya diğer hava araçları ile Rusya’ya yapılan saldırılara nükleer silahlarla yanıt verme kararı aldı.
Bu yeni doktrin, uluslararası arenada büyük endişelere yol açarken, birçok dünya başkenti bu durumu kaygıyla izledi. Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel konuyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Merkel, Berlin’de BBC muhabiri Katya Adler’e verdiği demeçte, Putin’in nükleer silah kullanımının engellenmesi gerektiğini vurguladı. Bu durum, birçok analiste ve siyasetçiye göre kriz durumunu daha da derinleştirebilir.
Merkel, NATO’ya üye olma yolunda ilerleyen Ukrayna’nın 2008’deki durumu ile ilgili görüşlerini paylaşarak, eğer o dönemde NATO üyeliği gerçekleşmiş olsaydı, muhtemelen daha kötü bir askeri çatışma durumu ile karşılaşılabileceğini ifade etti. Ona göre, Putin’in Ukrayna’nın NATO’ya katılmasına göz yummayacağı aşikardı. Merkel, o dönem Ukrayna’nın Şubat 2022’deki kadar hazırlıklı olmayacağını belirtti.
Eski Şansölye, son üç yıl içinde siyasetten uzak kalmış olmasına rağmen, Putin’in nükleer silah kullanma tehdidinin yeniden güncellenmesi hakkında derin endişelerini dile getirdi. “Nükleer silahların kullanımını önlemek için mümkün olan her şeyi yapmalıyız” diyen Merkel, uluslararası iş birliğine vurgu yaptı. Özellikle de Çin’in de benzer endişeleri paylaştığını belirterek, bu konunun ciddiyetine dikkat çekti.
Merkel, “Korkudan paralize olalım demiyorum, ancak Rusya’nın dünya üzerindeki en büyük nükleer güçlerden biri olduğunu da kabul etmeliyiz,” diyerek, bu durumun potansiyel olarak korkutucu olduğuna işaret etti. Nükleer silahların bu kadar tartışma konusu olması, dünya güvenliği açısından kritik bir mesele haline gelmiştir. Putin’in yönettiği Rusya’nın dünya üzerindeki nükleer gücü, bu tür istənirsiniz endişelerinizi pekiştirmektedir.
Bu arayışta, dünya liderlerinin durumu nasıl ele alacağı ve nükleer silahların kullanılmasının önüne nasıl geçileceği soruları, uluslararası ilişkilerde önemli bir yer tutmaya devam edecektir. Merkel’in manşet olan açıklamaları, dünya kamuoyunda gelecek döneme yönelik endişeleri artırmakla kalmayacak, aynı zamanda konuyla ilgili atılacak adımların ne derece önemli olduğunu da bir kez daha hatırlatmaktadır.
