Bir bayram günüydü. Ankara’da bazı yabancı elçiler, Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa’yı ziyaret etmek üzere gelmişti. Paşa, konuklarını Başkanlık Divanı Odası’nda kabul etmiş, oturuyorlardı.Bu sırada, otuz beş, kırk yaşları arasında gösteren bir kadın, Meclis kapısına gelmiş, içeri girmek istiyordu. Ancak, görevli kişiler kadını içeri almak istemiyordu.

Kadının başında Arap kefiyesi, üzerinde maşlah vardı. Kadın, Van’ın Gevaş kazasından olduğunu söylüyordu. Durumu mebus Hasan Sıddık Haydaranî‘ye haber verdiler. Haydaranî yemekteydi; yemeğini bırakıp kapıya geldi.

Kadın, Yunan cephesinde çalıştığını, Ankara’ya izinli geldiğini ve Meclis’i görmek istediğini söylüyordu.Van Mebusu Haydaranî, kadını içeri aldı. Başka mebuslar ise, “Bu kadının Meclis’te ne işi var?” gibilerden, yadırgayan gözlerle bakıyordu. Haydaranî, kadına Meclis binasını gezdirdikten sonra, onu alıp Mustafa Kemal’in yanına götürdü.

Önce, içeri yalnız girip Paşa’ya bilgi verdi:

“Bizim oralı bir hanım konuğumuz var… İki yıldan beri cephede çalışıyormuş…” diye anlatınca, Mustafa Kemal Paşa ilgilendi ve onunla görüşmek istediğini belirtti.

Haydaranî Bey, kadını alıp Paşa’nın huzuruna getirdi.

Paşa, kadını ayakta karşıladı, elini sıktı ve masasının yanına oturttu. Adını sordu:

“Fatma,” dedi kadın. “Kara Fatma da derler.”

Paşa, “Sigara içer misiniz?” diye sordu.

“Huzurunuzda içmeyeyim, Paşam!” diye cevap verdi.

Paşa, gülümseyerek sigara tuttu ve kendisi yaktı.

Odada bulunanlardan Rus Elçisi, kadının kim olduğunu sordu Haydaranî’ye. “Mücahitlerimizden” diye açıkladı. Rus Elçisi, takdirle bakmaya başladı.

Çaylarını içtikten sonra ayrılmak için Paşa’dan izin istediler.

Mustafa Kemal Paşa, Fatma’ya gümüş sigara tabakasını uzattı:

“Size yadigârım olsun!”

Sonra, Yaver Salih Bey‘e dönerek, “Tabaka üzerine, Mülazım Fatma’ya yadigârım olduğu yazılsın,” diye tembih etti.

Fatma da karşılık olarak kendi tabakasını Paşa’ya sundu.

Böylece, Fatma kadın, Mustafa Kemal Paşa’nın takdiriyle teğmenlik rütbesine yükselmiş oluyordu.

Ankara’da bulunduğu günlerde, Mülazım Fatma, hemşerisi Hasan Sıddık Haydaranî‘nin ailesinin yanında birkaç gün konuk kaldı.

Paşa’dan gördüğü ilgiden dolayı pek duygulanmış ve unutamıyordu!

Necati Gungor