Rusya’nın başkenti Moskova’da gerçekleşen terör saldırısında 139 kişinin hayatını kaybetmesinin ardından saldırganların kimlikleri ve geçmişleri hakkında yeni detaylar ortaya çıktı. Saldırganlardan ikisinin uzun bir süredir Moskova’da ikamet ettikleri ve ikamet sürelerini uzatmak için Türkiye’ye kısa süreliğine giriş-çıkış yaparak ülkeler arasında seyahat ettikleri belirlendi. Tacik saldırganlar, Rusya’da radikalleşmeden önce Türkiye’ye gitmiş ve kısa bir süre burada kalmışlardı. Bu sürenin radikalleşme için yeterli olmadığına dair güvenlik kaynaklarından bilgiler de paylaşıldı.
Shamsidin Fariduni ve Saidakram Rajabalizoda adlı saldırganların Türkiye’ye gelerek İstanbul Fatih’te otelde kaldıkları ve ardından tekrar Rusya’ya döndükleri bilgisi de ortaya çıktı. Saldırganlardan Fariduni’nin vizesinin bitmesi nedeniyle Türkiye’ye gittiğini itiraf ettiği belirtildi. Güvenlik kaynakları, saldırganların Türkiye’ye seyahatlerinin DEAŞ örgütü tarafından koordine edildiğini ve Türkiye’nin de hedef alındığı bilgisine ulaştı. DEAŞ’ın Türkiye, İran ve Afganistan gibi ülkelerde gerçekleştirdiği saldırılar ve bu ülkelerdeki güvenlik güçlerinin terörle mücadeledeki kararlılığı da vurgulandı.
DEAŞ’ın Horasan Vilayeti olarak bilinen kolunun son dönemde İran, Afganistan ve çevresinde gerçekleştirdiği saldırılar da hatırlatıldı. Özellikle Kasım Süleymani suikastı sonrasında gerçekleştirilen saldırılar ve bu saldırıların insan hayatını kaybetmesiyle sonuçlanması dikkat çekti. DEAŞ’ın bölgedeki varlığını sürdürme çabaları ve terör örgütlerine karşı uluslararası ve bölgesel güçlerin ortak mücadelesi de haberde vurgulandı.
Anadolu Ajansı tarafından aktarılan bilgiler, terör saldırılarının arkasındaki gerçeklerin ve saldırganların arka planının ortaya çıkarılması adına önemli bir ışık tutuyor. DEAŞ’ın özellikle Türkiye’yi hedef alması ve bu ülkede gerçekleştirdiği saldırılar, uluslararası toplumun birlikte hareket etmesi gerekliliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Güvenlik güçlerinin terörist gruplarla mücadelesindeki kararlılık ve başarısı, terör saldırılarının önlenmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Bu tür saldırıların bir daha yaşanmaması için uluslararası işbirliğinin güçlendirilmesi ve terörle mücadelede etkin adımların atılması gerekmektedir.