Merkez Bankası, menkul kıymet tesisine ilişkin düzenlemeyi yürürlükten kaldırdı. Kurumun makroihtiyati çerçevede sadeleşmeye ilişkin duyurusunda, piyasa mekanizmasının işlevselliğini artırmayı ve makro finansal istikrarı güçlendirmeyi hedeflediği belirtildi. Önceki duyuruda, 6 Nisan 2024 tarihli basın duyurusunda, menkul kıymet tesisi düzenlemesine yönelik sadeleşme adımları duyurulmuş ve düzenlemenin yakın zamanda sonlandırılacağı planlandığı ifade edilmişti. Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ ile menkul kıymet tesisine ilişkin düzenleme yürürlükten kaldırıldı.
TCMB’nin 6 Nisan’daki duyurusunda, menkul kıymet tesisine tabi yükümlülüklere uygulanan oranın yüzde 4’ten yüzde 1’e düşürüleceği ve kredi büyümesine göre menkul kıymet tesisine ilişkin uygulamanın sonlandırılacağı belirtilmişti. Merkez Bankası, zorunlu karşılık uygulamasında da değişikliğe giderek, kredi büyümesini sınırlayıcı politikalar izlemektedir. Belirleyeceği bilanço oranlarına göre verdiği kredi az olan bankalar, bu sınırlamadan etkilenmeyecek.
Bu kararlar, Merkez Bankası’nın piyasa mekanizmasını güçlendirmek ve makro finansal istikrarı korumak adına attığı adımların bir parçasını oluşturmaktadır. Kurum, makroihtiyati politikaları sadeleştirmeye devam ederek ekonomik istikrarı desteklemeyi amaçlamaktadır. Daha önceki duyuruda, menkul kıymet tesisine ilişkin düzenlemeyle ilgili sadeleşme adımlarının atılacağı ve bu düzenlemenin planlandığı belirtilmişti.
Merkez Bankası’nın aldığı kararlar, bankaların kredi verme kapasitesini etkileyebilecek önemli değişikliklere işaret etmektedir. Kredi büyümesini kontrol etme politikaları, finansal istikrarı sağlamak için önemli bir araç olarak kullanılmaktadır. Bankaların dengeli bir şekilde kredi verme ve likidite yönetme süreçlerini izlemesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, Merkez Bankası’nın menkul kıymet tesisine ilişkin düzenlemeyi yürürlükten kaldırması ve zorunlu karşılık uygulamasında değişiklik yapması, ekonomik istikrarın korunması ve finansal sistemin sağlıklı bir şekilde işlemesinin desteklenmesine yönelik adımlar olarak değerlendirilmektedir. Bu politika değişikliklerinin bankaların operasyonlarına etkisi yakından takip edilmelidir.