Fransa’nın başkenti Paris, 7 Ekim 2023 tarihinde Filistin topraklarında devam eden saldırıların birinci yıl dönümünde bir törene ev sahipliği yaptı. Törende Fransa Başbakanı Michel Barnier, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un isminin geçmesiyle birlikte katılımcıların ıslık ve yuhalama tepkileriyle karşılaştı. Bu olay, Fransa’nın Filistin’e yönelik tutumunu ve toplumda bu konudaki hassasiyeti gözler önüne serdi.
Bir yıl önce, İsrail tarafından başlatılan saldırılar sonucunda binlerce masum insan hayatını kaybetmişti. Barnier, yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Macron’un Gazze’deki esirlerin salıverilmesi için tüm çabaların gösterilmesini istediğini belirtti. ‘Fransa asla evlatlarını terk etmez’ ifadesiyle esirlerin geri dönüşüne vurgu yapan Barnier, Macron ve hükümetine güvenilebileceğini söyledi. Ancak, konuşma sırasında Macron’un isminin geçtiği her an, katılımcılar tarafından ciddi tepkilerle karşılandı.
Cumhurbaşkanı Macron, önceki gün yaptığı bir açıklamada, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarda kullanacağı silahların sevkiyatının durdurulması çağrısında bulunmuştu. Macron, bölgede önceliğin siyasi bir çözüme geri dönmek ve yardım gönderilmesi gereken durumlarda uluslararası hukuka saygı gösterilmesi gerektiğini ifade etti. Aynı zamanda, İsrail’in kendini savunurken uluslararası hukuk ve insani hukuka uyması gerektiğine de dikkat çekti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Macron’un bu çağrılarına tepki göstererek, savaşın arka planında ‘medeniyeti koruma’ amacının bulunduğunu savundu. Netanyahu, Batılı liderlerin İsrail’e silah ambargosu çağrılarını kınayarak bu durumun ‘ayıp’ olduğunu ifade etti. Elysee Sarayı ise Netanyahu’nun açıklamalarına ilişkin bir yanıt vererek, Fransa’nın İsrail’in sarsılmaz dostu olduğunu vurguladı ve politikaların Fransa ile İsrail arasındaki dostluğu etkileyemeyeceğini belirtti.
Öte yandan, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Mescid-i Aksa ve diğer kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme gerekçesiyle İsrail’e yönelik kapsamlı bir saldırı düzenledi. Bu saldırılarda, İsrail tarafından açıklanan verilere göre, 1200 İsrailli yaşamını yitirirken, 5132 kişi de yaralandı. Filistin tarafında ise durum daha da vahim. İsrail’in Gazze Şeridi’ne yaptığı saldırılarda, bu süre zarfında yaklaşık 41 bin 909 Filistinli hayatını kaybetti; bunların 17 bininin çocuk, 11 bin 378’nin ise kadın olduğu bildirildi. Ayrıca, 97 bin 303 kişinin de yaralandığı kaydedildi.
Saldırılar sonucunda bölgede büyük bir insani kriz ortaya çıktı. Enkaz altında hâlâ binlerce insanın bulunduğu, hastane ve eğitim kurumlarının hedef alındığı bildirilmiştir. İsrail ordusu, 7 Ekim’den bu yana 730 askerinin hayatını kaybettiğini duyurdu. Çatışmalara yönelik yapılan insani aralarda ise 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı olarak serbest bırakıldı. Ancak bunun yanı sıra, işgal altındaki bölgelere yönelik saldırılar ve gözaltı operasyonları da devam etti. Özellikle Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 160’ı çocuk 744 Filistinli’nin hayatını kaybetmesi büyük bir endişeyle karşılandı.
Görüldüğü üzere, hem uluslararası hem de yerel sıralarda bu olaylar, daha geniş bir sorunun sadece bir parçası olarak değerlendiriliyor ve Filistin halkının yaşadığı zor durum, dünya kamuoyunun gündeminde yer almaya devam ediyor.