Macaristan Başbakanı Viktor Orban, 15 Mart Macar Özgürlük Bayramı’nda halka hitap ederek, yaklaşan Avrupa Parlamentosu seçimleriyle ilgili düşüncelerini dile getirdi. Orban, haziran ayında gerçekleşecek seçimlerin, Brüksel ile Macaristan’ın özgürlüğü arasında bir tercih olduğunu belirtti. Macar halkının özgürlüğüne ve egemenliğine bağlılığını vurgulayan Orban, “Macaristan’ın özgürlüğünü ve egemenliğini korumak istiyorsak, Brüksel’i ele geçirmekten başka seçeneğimiz yok” şeklinde konuştu.
Orban, ülkesinin savaş değil barış istediğini ancak Brüksel’in savaştan yana olduğunu iddia etti. Güvenlik yerine hukukun üstünlüğünün sorunlara yol açtığını ve refah yerine mali şantajda bulunduğunu savunan Orban, Avrupa Birliği’ndeki değişimi kendilerinin başlatacağını belirtti. Ayrıca, Orban yılın bir dönüm noktası olacağını ve Slovaklar, Çekler, İtalyanlar, Hollandalılar ve Amerikalılar gibi diğer ülkelerin de değişim istediğini vurgulayarak, “Yılın başında yalnızdık, yıl sonunda dünyada çoğunluk olacağız” ifadesini kullandı.
Viktor Orban, Macaristan’ın özgürlüğünü ve egemenliğini korumak için Brüksel’i ele geçirmenin gerekliliğine inanıyor. Bu düşünce, yaklaşan Avrupa Parlamentosu seçimlerinin önemini vurguluyor. Orban, Brüksel’in savaştan yana olduğunu ve güvenlik yerine hukukun üstünlüğüne odaklandığını savunarak, AB’nin mali şantajlar yaptığını belirtiyor. Ayrıca, Orban diğer Avrupa ülkelerinin de değişim istediğini ve Macaristan’ın dünya çapında daha etkili olacağını düşünüyor. Bu sözler, Orban’ın Macaristan’ın geleceği hakkındaki kararlılığını yansıtıyor.
Orban’ın iddiaları, Macaristan ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkide önemli bir dönüm noktası oluşturabilir. Brüksel’in politikalarına karşı çıkan ve ulusal egemenliği koruma hedefi güden Orban, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Macar halkının desteğini almayı hedefliyor. Bu durum, Avrupa Birliği’nin iç politikalarında önemli bir değişikliğe yol açabilir. Orban’ın açıklamaları, hem Macaristan hem de Avrupa Birliği için önemli bir referans noktası olabilir.