Lübnan’ın güneyindeki El-Hebbariye beldesi, 27 Mart’ta İsrail savaş uçaklarının düzenlediği hava saldırısında hayatını kaybeden 7 ilk yardım görevlisinin anısını yaşatıyor. Bölgede yaşayan heykeltraş Semir Mansur, kil kullanarak yaptığı büstlerde, savaşın etkilerini yaşayan insanların duygularını yansıtıyor. Mansur, bölgeden topladığı kil ile hüzün, umutsuzluk, azim ve kararlılık gibi duyguları heykellerine işliyor. Tiyatro ve kısa hikaye yazarlığından sonra heykeltraşlığı keşfeden Mansur, kilden heykel yapmanın kendisini cezbettiğini belirtiyor.
Mansur, kilin çok boyutlu bir dünya olduğunu ve insanın hayal dünyasına sınırsız olanaklar sunduğunu ifade ediyor. Kilin şekillendirilerek değiştirilebilen bir madde olduğunu ve insanın gerçek dünyada değiştiremeyeceği şeyleri heykeller aracılığıyla değiştirebildiğini belirtiyor. Mansur’un evinde birçok kilden yapılmış büst bulunuyor ve buralarda gördüğü insanların yüzlerinin izlerini yansıttığını söylüyor. Her bir yüzün bir hikayesi olduğunu ve her hikayeden dersler çıkarılabileceğini belirtiyor.
Heykellerden birinde köydeki yaşlı bir teyzenin yüzünü şekillendirdiğini belirten Mansur, bu yüzde hüznü, tebessümü ve yaşlılığın getirdiği duyguları bir arada görebileceğimizi belirtiyor. Diğer bir heykelde ise İsrail’in attığı fosfor bombası sonucu yanmış çam ağaçlarıyla insan yüzünü birleştirdiğini söylüyor. Çam ağacının acı çektiği ve yanan ağaçların neden yandığını sorduğu bir ifadeyi heykelde yansıttığını belirtiyor. Saldırıda yaşamını yitiren bir ilk yardım görevlisinin yüzünü tasvir ettiği bir başka heykelinde ise insanın insani görevini yaparken saldırıya uğradığı için üzüntülü bir ifadeyle betimlendiğini belirtiyor.