İsrail ordusu, Lübnan’a yönelik saldırılarını sürekli bir şekilde sürdürüyor. Lübnan ordusunun yaptığı açıklamalara göre, ülkenin güneyinde bulunan Bint Jbeil bölgesine ait Yater köyünde, yaralıları tahliye etmekle görevli askerler İsrail ordusunun saldırısına uğradı. Bu saldırı sonucunda üç Lübnan askerinin hayatını kaybettiği bilgisi verildi.
Beyrut’a yönelik saldırıların da yoğun şekilde devam ettiğine dair bilgiler mevcut. Lübnan Sağlık Bakanlığı, başkent Beyrut’un güneyine gece boyunca en az on yedi saldırının düzenlendiğini ve bu saldırılarda en az bir kişinin öldüğünü, beş kişinin de yaralandığını belirtti. Yapılan açıklamalara göre, bu saldırılar uyarı yapılmadan gerçekleştirilmiş ve toplamda altı bina tamamen yıkılmış durumda.
Bu sırada İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Lübnan genelinde çeşitli hedeflere yönelik hava saldırıları düzenlendiğini duyurdu. Açıklamada, İsrail’in savaş uçaklarının, Hizbullah’a ait fırlatma rampaları, askeri binalar ve askeri altyapılar gibi toplamda 160’tan fazla hedefe saldırıda bulunduğu belirtildi. Ayrıca, bazı Hizbullah mensuplarının da bu saldırılar neticesinde öldürüldüğü ifade edildi.
İsrail’in saldırılarının başlangıcı 8 Ekim 2023 olarak kaydedilirken, o tarihten bu yana Lübnan’da en az 2 bin 574 kişinin yaşamını yitirdiği ve 12 bin 1 kişinin de yaralandığı bilgisi verildi. Bu süreçte yaşanan kayıplar, bölgedeki insani durumu giderek ağırlaştırıyor ve sivillerin yaşamlarını tehlikeye atıyor.
Savaşın etkileri, yalnızca askeri kayıplarla sınırlı kalmayıp, Lübnan’ın altyapısına da ciddi zararlar vermekte. Daha önce bahsedilen saldırılar sonucunda, altı bina tamamen yıkılmış durumda. Bu durum, başkent Beyrut’ta ve çevre bölgelerde yaşayan insanların günlük yaşamlarını olumsuz etkiliyor.
Sürekli devam eden çatışmalar, hem askerleri hem de sivilleri hedef alarak büyük bir krize yol açmakta. Bu atmosferde, uluslararası toplumun bu çatışmalara müdahale etmesi ve barış adına adımlar atması oldukça önemli bir durum olarak öne çıkıyor. Savaşın sona ermesi ve taraflar arasında kalıcı bir barışın sağlanması, hem bölgedeki insan hayatının korunması hem de uluslararası ilişkilerin düzelmesi açısından kritik bir gereklilik haline gelmiştir.
Sonuç olarak, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları giderek artarken, bu durum insan kayıplarını ve bölgedeki insani durumu ağırlaştırmaya devam ediyor. Özellikle sivil hedeflerin de saldırılara maruz kalması, durumu daha da tehlikeli hale getiriyor. Bu gelişmeler ışığında, tarafların bir an önce silahları bırakması ve barış görüşmelerine yönelmesi gerekmektedir.