USD42,99
%-0.060
EURO50,72
%-0.140
EURO/USD1,18
%-0.01
BIST11.340,10
%0.44
Petrol62,29
%-0.14
GR. ALTIN6.166,81
%-0.06
BTC3.751.623,36
%-0.023846672855574
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
  1. Haberler
  2. Dünya
  3. Küresel Diplomaside Fay Hatları Geriliyor!

Küresel Diplomaside Fay Hatları Geriliyor!

featured
0
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tahran ve Caracas’tn ABD’nin “Savaş Senaryolarına” Karşı Tarihi Rest

Dünya siyasetinde güç dengelerinin yeniden şekillendiği, bölgesel çatışmaların küresel krizlere dönüştüğü kritik bir dönemden geçiyoruz. Orta Doğu’da sular durulmazken, Güney Amerika’da da tansiyon tehlikeli bir şekilde yükseliyor. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yönetiminin, Güney Amerika’nın petrol zengini ülkesi Venezuela’ya yönelik söylemlerini sertleştirmesi ve masaya “askeri güç kullanma” seçeneğini koyması, küresel diplomaside alarm zillerinin çalmasına neden oldu. Bu gergin atmosferde, ABD hegemonyasına karşı duruşlarıyla bilinen iki stratejik müttefik, İran ve Venezuela, Washington’a karşı ortak bir cephe oluşturmak için harekete geçti.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile Venezuella Dışişleri Bakanı Yvan Gil arasında gerçekleşen kritik telefon görüşmesi, sadece iki ülke arasındaki bir diplomatik temas değil, aynı zamanda uluslararası hukukun savunulması adına Batı bloğuna verilmiş sert bir “muhtıra” niteliği taşıyor.

“Alo Tahran, Burası Caracas: Tehdit Kapıda”

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre, iki bakanın gerçekleştirdiği telefon görüşmesinin ana gündem maddesi, Washington yönetiminin Caracas üzerindeki “Demokles’in Kılıcı” gibi salladığı askeri müdahale tehditleriydi. ABD’nin Venezuela’daki siyasi sürece müdahil olma isteği ve “tüm seçenekler masada” söylemi, Tahran yönetimini harekete geçirdi.

Görüşmede söz alan İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, ülkesinin Venezuela halkının ve hükümetinin yanında olduğunu “amasız ve fakatsız” bir dille ifade etti. Arakçi, ABD’nin egemen bir devlete yönelik güç kullanma tehdidinde bulunmasının, modern diplomaside yeri olmayan, sömürge dönemlerinden kalma bir zorbalık olduğunu vurguladı. İranlı bakanın bu çıkışı, Tahran’ın stratejik ortağını “ABD’nin arka bahçesi” doktrinine kurban etmeyeceğinin en net göstergesi oldu.

BM Şartı ve Uluslararası Hukukun İhlali

Bakan Arakçi’nin görüşmedeki en çarpıcı vurgusu, uluslararası hukukun temel metni olan Birleşmiş Milletler (BM) Şartı üzerineydi. Arakçi, ABD’nin tutumunu hukuki bir dille analiz ederek şu tespitte bulundu: “Birleşmiş Milletler Şartı’nın 2. maddesinin 4. fıkrası, devletlerin uluslararası ilişkilerde herhangi bir devletin toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı tehdit veya güç kullanmasını açıkça yasaklar. Washington yönetiminin Venezuela’ya yönelik askeri tehditleri, bu temel ilkenin açık, net ve kabul edilemez bir ihlalidir.”

Arakçi, bu ihlalin sadece Venezuela’nın sorunu olmadığını, bu tür hukuksuzluklara sessiz kalınması durumunda küresel orman kanunlarının devreye gireceğini belirtti. “Bugün Venezuela’ya yapılan tehdit, yarın başka bir egemen devlete yapılacaktır. Bu, uluslararası sistemin temeline dinamit koymaktır” görüşünü savunan İran tarafı, konuyu uluslararası platformlara taşıma sinyali verdi.

“Küresel Barış ve Güvenlik Tehdit Altında”

Görüşmenin bir diğer önemli boyutu, olayın küresel güvenliğe etkileriydi. İran ve Venezuela dışişleri bakanları, ABD’nin agresif politikalarının sadece Güney Amerika’da değil, dünyanın genelinde barış ve istikrarı tehdit ettiğini teyit ettiler.

Bakan Arakçi, ABD’nin tek taraflı yaptırımları ve askeri baskı politikalarının, ülkeler arasındaki diyalog kanallarını tıkadığını ve çatışma riskini artırdığını dile getirdi. Özellikle enerji arz güvenliğinin ve ticaret yollarının önem kazandığı bir dönemde, dünyanın en büyük petrol rezervlerine sahip ülkesi Venezuela’nın istikrarsızlaştırılması girişiminin, küresel ekonomiye de ağır darbeler vurabileceği uyarısında bulunuldu. Arakçi, “Uluslararası barış, bir devletin keyfi kararlarına ve güç gösterisine terk edilemez” diyerek, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) ve uluslararası toplumun sorumluluk alması gerektiğini hatırlattı.

Yaptırımların Gölgesinde Çelikleşen İttifak

İran ve Venezuela, ABD’nin ağır ekonomik yaptırımlarına maruz kalan iki ülke olarak, son yıllarda “Direniş Ekonomisi” adı altında güçlü bir işbirliği modeli geliştirdi. Bu telefon görüşmesi, bu işbirliğinin sadece ekonomik değil, askeri ve siyasi boyutunun da ne kadar derin olduğunu kanıtladı.

Hatırlanacağı üzere İran, geçtiğimiz yıllarda Venezuela’ya yönelik ambargoyu delerek bu ülkeye tankerlerle akaryakıt göndermiş, rafinerilerin onarımı için teknisyen ve ekipman desteği sağlamıştı. Şimdi ise Yvan Gil ile yapılan bu görüşme, Tahran’ın Caracas’a sağladığı desteğin “siyasi kalkan” boyutuna geçtiğini gösteriyor. İki bakan, önümüzdeki dönemde ikili ilişkileri daha da güçlendirme ve ABD’nin baskılarına karşı “ortak eylem planı” oluşturma konusunda mutabık kaldı.

Washington’a Mesaj: “Eski Dünya Düzeni Yıkılıyor”

Analistler, Arakçi ve Gil arasındaki bu diyaloğun, “Çok Kutuplu Dünya Düzeni”nin ayak sesleri olduğu görüşünde birleşiyor. ABD’nin “arka bahçesi” olarak gördüğü Latin Amerika’da, İran gibi bölgesel bir gücün bu denli aktif rol oynaması ve Venezuela’nın ABD tehditlerine karşı Asya ve Orta Doğu’daki müttefiklerine yaslanması, Monroe Doktrini’nin fiilen çöktüğünün resmi olarak yorumlanıyor.

Arakçi’nin şu sözleri, adeta yeni dönemin manifestosu niteliğindeydi: “Egemenlik hakları pazarlık konusu edilemez. Venezuela halkı, kendi geleceğini tayin etme hakkına sahiptir ve hiçbir dış güç, askeri tehditlerle bir ulusun iradesini kıramaz. İran İslam Cumhuriyeti, dost ve kardeş Venezuela halkının bu haklı mücadelesinde sonuna kadar yanında olacaktır.”

Diplomaside Satranç Devam Ediyor

İran ve Venezuela dışişleri bakanlarının bu görüşmesi, Washington’da nasıl yankı bulacak? Biden yönetiminden sonra göreve gelen yeni Amerikan yönetiminin, bu “meydan okumaya” cevabı ne olacak? Önümüzdeki günler, Güney Amerika ve Orta Doğu ekseninde tansiyonun daha da yükseleceğine işaret ediyor. Ancak kesin olan bir şey var ki; Tahran ve Caracas, ABD’nin “sopa gösterme” politikasına karşı sessiz kalmayacaklarını ve uluslararası hukuku en güçlü argüman olarak kullanacaklarını tüm dünyaya ilan etmiş durumda.

Küresel Diplomaside Fay Hatları Geriliyor!
+ -

Tamamen Ücretsiz Olarak Gazetemize Abone Olabilirsiniz.

Yeni haberlerden anında haberdar olmak için e-posta aboneliğini hemen başlat.
KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.