G-QXXHXL9JW0
USD36,61
%0.07
EURO39,91
%0.12
EURO/USD1,09
%-0.08
BIST10.682,43
%0.97
Petrol71,19
%0.34
GR. ALTIN3.463,11
%0.33
BTC3.030.660,40
%-1.1
  1. Haberler
  2. Ekonomi
  3. Karahan: Enflasyon Hedefimiz İçin Sıkı Politika Sürecek

Karahan: Enflasyon Hedefimiz İçin Sıkı Politika Sürecek

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Karahan, ABD’deki temasları çerçevesinde Anadolu Ajansı’nın (AA) New York Ofisini ziyaret etti. Ziyaret sırasında gündeme dair soruları yanıtlayan Karahan, enflasyon oranında son dönemde görülen düşüşün, baz etkilerinden ziyade sıkı para politikasının etkisiyle ana eğilimdeki gerilemeden kaynaklandığına dikkat çekti.

“ENFLASYONDAKİ İYİLEŞME DEVAM EDECEK”

Karahan, yılın ilerleyen dönemlerinde de enflasyondaki düşüşün ana eğilimdeki iyileşme ile devam edeceğini belirtti. “Yüzde 24 olan yıl sonu enflasyon hedefimize ulaşmak için gereken tüm adımları atacağız” şeklinde konuşan Karahan, sıkı para politikası duruşunu sürdüreceklerini vurgulayarak, enflasyondaki azalmanın devamı için talebin dezenflasyonist seviyelerde kalmasının önemine değindi. “Talep koşullarının dezenflasyon sürecini bozmasına müsaade etmeyeceğiz.” ifadesinde bulunan Karahan, bireysel kur korumalı mevduat hesaplarından Türk lirasına geçişin dövize geçişe oranla daha yüksek olduğunu da aktardı.

“SIKI PARA POLİTİKASI SÜRECEK”

TCMB Başkanı Karahan, gelecekte politika faizini belirlerken dezenflasyon patikasının ihtiyaç duyduğu sıkılığın sağlanmasına öncelik vereceklerinin altını çizdi. “Enflasyonda kalıcı bir düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşumuzu devam ettireceğiz.” ifadeleriyle enflasyonla mücadeledeki kararlılığını dile getiren Karahan, Anadolu Ajansı muhabirinin birçok konuda yönelttiği soruları da yanıtladı.

SORU: Ocak ayında enflasyon yüksek geldi, ancak şubatta bir düşüş yaşadık. Önümüzdeki dönemde enflasyon verilerini nasıl değerlendirmeliyiz?

CEVAP: Yıllık enflasyon, Mayıs 2024’teki zirvesinden bu yana gerilemekte. Dezenflasyon sürecinin ilk aşamalarındaki düşüş, 2023 yazındaki gelişmelerin baz etkisinden kaynaklanıyordu. Bu süreçte, politika faizi için beklentileri yönlendirmek amacıyla aylık fiyat gelişmelerine odaklandık. Sonuç olarak, enflasyondaki düşüşün baz etkilerinden çok sıkı para politikasının da katkısıyla ana eğilimdeki düşüşten kaynaklandığını değerlendiriyoruz. Yılın ilerleyen kısmında da ana eğilimdeki iyileşmenin etkili olacağına inanıyoruz. Bunun yanı sıra, mevsimsellikten arındırma yöntemlerinin salgın sonrası değişen mevsimselliği tam olarak yakalayamadığı durumlar olabilir. Tüm bunları göz önünde bulundurduğumuzda, ana eğilim göstergelerini bir önceki yılın aynı ayıyla karşılaştırmanın daha sağlıklı olduğunu düşünüyoruz.

Şubat ayına ait ana eğilim göstergelerine baktığımızda, mevsimsellikten arındırılmış B endeksinin 2024 yılında %4,3 seviyesinden 2025 yılında %2,8 seviyesine, C endeksinin ise %3,7’den %2,4’e gerilediğini görmekteyiz. Bu iki endeksin ocak, şubat ve temmuz aylarında geçici faktörlerin etkisiyle yükseldiğini biliyoruz. Bu dönemlerde medyan ve SATRIM gibi dağılıma bağlı göstergeler, enflasyonun seyrine dair daha iyi fikir verebilir. Medyan fiyat artışları, geçen yıl ocak-şubat döneminde ortalama %4,7 iken, bu yıl aynı dönemde %2,1’e düştü. SATRIM’da da benzer bir düşüş yaşanmakta. Tüm bu verileri bir araya getirdiğimizde, aylık ana eğilimin geçen yıla göre B ve C göstergelerinde üçte bir oranında, medyan ve SATRIM’da ise yarı yarıya kadar azaldığını görüyoruz.

“HEDEFİMİZE ULAŞMAK İÇİN GEREKENİ YAPACAĞIZ”

Enflasyon dinamiklerini daha iyi anlamak için alt kalem bazında değerlendirme yapmanın da faydası var. Yıllık enflasyon gelişmeleri açısından, mal enflasyonunun düşük seyrettiğini, hizmet tarafında ise katılığın kırılmaya başladığını fakat seviyenin hala yüksek olduğunu değerlendiriyoruz. Kira ve eğitim kalemlerindeki fiyat belirlemenin geçmiş enflasyona endeksli olması dikkat çeken unsurlar arasında. Yıllık kira enflasyonu, geçen yıl şubat ayında %121 iken, bu yıl %97’ye geriledi. Bu kalemde hem mevcut seviye yüksek hem de dezenflasyon süreci yavaş ilerliyor. Eğitimde de sınırlı bir iyileşme gözlemleniyor.

“NE GEREKİYORSA YAPACAĞIZ”

Diğer taraftan, hizmet grubunda para politikasına duyarlı olan kalemlerde belirgin bir iyileşme dikkat çekiyor. Örneğin, lokanta ve otel enflasyonu %95’ten %46’ya geriledi. Bu durum, uygulanan parasal sıkılığın bu tür hizmet enflasyonunu düşürmede etkili olduğunu göstermektedir. Yüzde 24 olan yıl sonu enflasyon hedefimize ulaşmak için gereken her şeyi yapacağız. Sıkı para politikasını sürdürerek enflasyonu yıl sonu hedeflerimiz çerçevesinde düşürmeyi hedefliyoruz.

SORU: Geçen yılın dördüncü çeyreğinde talep güçlü geldi. Bu durum enflasyon görünümüne nasıl yansıyacak?

CEVAP: Dördüncü çeyrek milli gelir verileri açıklanmadan önce talep koşullarını anlamak amacıyla kartlı harcamalar, kredi büyümesi ve perakende satış verilerini takip ediyorduk. Bu veriler, dördüncü çeyrekte talebin belli bir direnç gösterdiğini ancak dezenflasyonist seviyelerde seyrettiğini ortaya koyuyordu. Şubat sonunda açıklanan büyüme verisi, talebin bizim tahminlerimizi aştığını gösterdi. PPK karar metninde de bu durumu vurguladık. Enflasyondaki düşüşün devam etmesi için talebin dezenflasyonist seviyelerde bulunması son derece önemli. İlk çeyreğe ait verilere baktığımızda, perakende satışlardaki gücün ocak ayında devam ettiğini, taşıt ve toptan ticaret hacimlerinde ise gerileme olduğunu gözlemliyoruz. Kredi büyümesi, dördüncü çeyreğe kıyasla daha ılımlı bir halde. Kartla yapılan harcama verileri ocak ve şubat aylarında zayıf bir seyir izlemekte.

Dolayısıyla, ilk çeyreğe ilişkin mevcut talep göstergeleri, belirli bir belirsizlik barındırsa da, tüketici harcamalarının bir önceki çeyrekte gözlenen artışın ardından daha ılımlı bir durumda olduğunu ortaya koyuyor. İlk çeyrek için talep göstergelerinin birikmesine devam edeceğiz; talep koşullarının dezenflasyon sürecini bozmasına izin vermeyeceğiz.

SORU: Ocak ayında cari açıktaki artış dikkat çekti. Para politikası metinlerinizde Türk lirasında reel değerlenme vurgusu devam ediyor. 2025 yılına ilişkin Türk lirasındaki reel değerlenme ve cari açık görünümünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

CEVAP: Cari denge gelişmelerine baktığımızda, cari işlemler açığının milli gelire oranının sıkılaşma öncesindeki %5 seviyesinden, 2024 yılı sonu itibarıyla %0,8’e gerilediğini gözlemliyoruz. Son 20 yıldaki cari açığın milli gelire ortalama oranının %3,7 olduğu düşünüldüğünde, %0,8 oranı tarihi ortalamalara nazaran oldukça düşük bir seviyededir. Yakın dönem verileri ise 2025 yılında cari işlemler açığında bir miktar artış öngörüyor.

2025 yılında cari dengeyi etkileyecek unsurlar arasında küresel ticarete dair belirsizliklerin, ihracat kaynaklı aşağı yönlü riskler oluşturduğunu görebiliyoruz. Ayrıca, tüketim malları ithalatında da son dönemde yüksek bir seyir kaydediyoruz. Ancak 2025 yılında cari açığın milli gelire oranının, 2024’ten yüksek olmakla birlikte, uzun dönem ortalamalarının belirgin altında kalacağına dair beklentilerimiz sürüyor.

“DÖVİZ KURLARINA YÖNELİK HEDEFİMİZ YOK”

Reel değerlenme ile ilgili bahsetmek gerekirse, uyguladığımız para politikasının Türk lirasında reel değerlenmeye odaklı bir tasarımı bulunmuyor. Döviz kurlarının seviyesine ya da değişimine dair herhangi bir hedefimiz yok. Para politikasındaki kararlı duruşumuz, Türk lirasına olan ilginin artmasını sağlıyor. Bu artışın doğal bir neticesi olarak rezervlerimiz artarken, kurda da reel değerlilik sağlanıyor.

Yakın dönemdeki görünümü değerlendirebilmek adına yurt içi yerleşiklerin tercihlerine bakmamız mümkün. Son zamanlarda Türk lirası mevduat faizlerinde yaşanan düşüş ve Türk lirası mevduat ile para piyasası fonlarının stopaj oranlarındaki artış dikkat çekiyor. Ayrıca, “Kur Korumalı Mevduat”tan (KKM) çıkışı hızlandıracak adımlar atıldı. Aralık 2024’te, KKM hesaplarının getirilerini azaltan düzenlemeler yapıldı. Ocak ayında uzun vadeli hesapların uygulaması kaldırıldı ve şubat ayında tüzel kişilerin KKM hesap açma ve yenileme işlemleri sona erdirildi. Tüm bu gelişmelere rağmen, Türk lirasına olan ilginin devam ettiğini görmekteyiz. Bireysel KKM hesaplarına dair ocak ayında dövize dönüş oranı %10, Türk lirasında kalma oranı ise %25 civarındayken, şubat ayında bu oranlarda sınırlı bir değişim yaşandı. Dövize dönüş oranı %12, Türk lirasında kalma oranı ise %23 olarak gerçekleşti. Bu gelişmeler, vadesi dolan KKM hesaplarından Türk lirasına geçişin, dövize geçişten daha yüksek olduğunu gösteriyor.

“SIKI PARA POLİTİKASI DURUŞUMUZU SÜRDÜRECEĞİZ”

Bir kez daha belirtmek isterim ki, önümüzdeki dönemde politika faizini belirlerken önceliğimiz, dezenflasyon patikasının gerektirdiği sıkılığı sağlamak olacak. Enflasyonda kalıcı bir düşüş ve fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşumuzu sürdüreceğiz. Para politikasındaki kararlı tutumumuz, Türk lirasına olan ilgiyi destekleyecektir.

SORU: Yabancı para kredilerinde ocak ayında büyüme sınırını %1’e indirmiştiniz. Mart başında bu sınır %0,5’e düşürülerek istisna kapsamı daraltıldı. Bu kararınızın gerekçesi nedir? Yeni düzenleme ile yabancı para kredilerinde istenen yavaşlamaya ulaşıldı mı?

CEVAP: Sıkı para politikası, hedeflediğimiz gibi Türk lirası kredi piyasasını kısıtlamaktadır ancak döviz kurundaki istikrar nedeniyle yabancı para krediler, görece daha düşük maliyetli hale geliyor. Nitekim reel sektör, 2023 yıl sonundan itibaren bu yolla yaklaşık 50 milyar dolar finansman temin etti. Bu yoğun kredi büyümesi, parasal genişleme ve reel sektörün döviz pozisyonu açısından riskler oluşturuyor. Diğer yandan, YP kredi artışı finansal sistemde döviz likiditesine talebi artırıyor. Özellikle son dönemde bu durumun Döviz Tevdiat Hesabı (DTH) faizlerinde artışa yol açtığını ve mevduat dolarizasyonu riskini yükselttiğini gözlemliyoruz. Ocak ayında YP kredi büyüme sınırını bir miktar daraltmıştık ancak ilk çeyrekte YP kredi artışının devam ettiğini ve bunun büyük ölçüde büyüme sınırlarından muaf tutulan kalemlerden kaynaklandığını tespit ettik. Bu gözlemler doğrultusunda, hem istisna alanlarını hem de YP kredilerinin büyüme sınırını daralttık.

Düzenleme sonrası henüz yeterli veri akışı mevcut olmadığından net bir şey söylemek için erken. Ancak bu değişikliklerin parasal aktarım mekanizmasını güçlendireceğine ve makro finansal istikrar üzerindeki riskleri azaltacağına inanıyoruz.

Merkez Bankası Başkanı: Yüzde 24 enflasyon hedefi için ne gerekiyorsa yapacağız
0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Karahan: Enflasyon Hedefimiz İçin Sıkı Politika Sürecek
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Gazetemize Abone Olabilirsiniz.

Yeni haberlerden anında haberdar olmak için e-posta aboneliğini hemen başlat.
Giriş Yap

Haber Kontak ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!