Son günlerde Gazze’de gerçekleştirdiği soykırım faaliyetleriyle dikkat çeken İsrail, saldırılarını yalnızca bu bölgeyle sınırlı tutmayarak Lübnan’a da yöneltti. İsrail ordusu, özellikle başkent Beyrut’u hedef alarak, uluslararası hukuk ve insan haklarını hiçe sayan bir dizi saldırı gerçekleştirmeye devam ediyor.
Son olarak, İsrail ordusu Lübnan’ın güneyinde bulunan Sarba ve Ain Qana kasabalarını vurmuş, Burj Shemali ilçesine de saldırılarda bulunmuştur. Bu vaziyet, bölgedeki sakinlerin endişelerini daha da artırmış durumda.
Saldırıların ardında, İsrail güçlerinin lamentasyon dolu bir tahliye çağrısı yapması dikkat çekiyor. Başkent Beyrut’un güney bölgesinde, özellikle Al-Shiyah mahallesinde, İsrail tarafından yapılan tahliye uyarısının ardından, yaklaşık 40 dakika geçmeden saldırı gerçekleştirilmiştir. Bu durum, sivillerin güvenliğinin ne denli tehlikede olduğunu gözler önüne seriyor.
Olay anları ise bir kamera tarafından kaydedildi. Çok katlı bir binanın hedef alındığı bu saldırılar sırasında can kaybı olup olmadığına dair henüz resmi bir açıklama yapılmamıştır. Ancak, İsrail güçlerinin saldırgan tavrı, bölge halkı üzerinde büyük bir korku ve panik yaratmaya devam ediyor.
Saldırıların bilançosu ise ciddi bir şekilde artmaya devam ediyor. Lübnan Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, İsrail’in gerçekleştirdiği saldırılarda toplamda 5 sağlık görevlisi hayatını kaybetmiş durumda. Bu durum, sağlık çalışanlarının da savaşın ve çatışmanın ne denli etkilediğini göstermektedir.
Ayrıntılı olarak incelendiğinde, Qotrani kasabasına düzenlenen saldırıda 3 sağlık görevlisinin hayatını kaybettiği, 3 sağlık görevlisinin de yaralandığı kaydedilmiştir. Diğer yandan, Deir Qanoun Ras Al-Ain kasabasına yönelik gerçekleştirilen bir başka saldırıda ise 2 sağlık çalışanının yaşamını yitirdiği belirtilmiştir. Bu durum, savaşın doğrudan etkilediği en savunmasız ve vazgeçilmez gruplardan biri olan sağlık çalışanlarının durumunu acı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Lübnan’da yaşanan bu çatışmalar ve saldırılar, sadece askeri bir çatışmayı değil, aynı zamanda sivil yaşamı da derinden etkilemektedir. Bu tür saldırılar, sivil halkın güvenliğini tehdit ederek insani durumu daha da zorlaştırmaktadır. Birçok aile, sağlık hizmetlerine erişim konusunda zorluklar yaşarken, günlük yaşam da bu çatışmalardan büyük oranda etkilenmiştir.
Sonuç olarak, İsrail’in Lübnan’a yönelik bu saldırıları, uluslararası kamuoyunu bir kez daha savaşa ve insani krize karşı dikkat çekmeye zorlamaktadır. Savaşın getirdiği yıkım, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik etkileriyle de toplumların ruh sağlığını tehdit ediyor. Bu bağlamda, hem uluslararası düzeyde hem de bölgesel düzeyde barış ve güvenliğin sağlanması büyük bir aciliyet taşımaktadır.