Son 24 saat içinde İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda 62 Filistinli daha hayatını kaybetti. Bu saldırılarla birlikte 7 Ekim’den bu yana toplam can kaybı 32 bin 552’ye ulaştı. İsrail ordusu, 174 gündür devam eden saldırılarını sürdürüyor. Filistin Sağlık Bakanlığı, Gazze Şeridi’ne son saldırılarda 62 kişinin hayatını kaybettiğini ve 91 kişinin yaralandığını bildirdi. 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’nde hayatını kaybedenlerin sayısı 32 bin 552’ye, yaralı sayısının ise 74 bin 980’e yükseldiği belirtildi.
Filistin Kızılayı, İsrail’in Han Yunus’ta bulunan Al-Amal Hastanesi’ne yaptığı baskın sırasında alıkoyduğu 7 çalışanı 47 gün sonra serbest bıraktığını açıkladı. Ancak 8 kişinin halen İsrail hapishanelerinde tutulduğu ve durumlarının belirsiz olduğu belirtildi. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları devam ederken, masum sivillerin hayatını kaybetmesi ve yaralanması sonucu insani krizin boyutu her geçen gün artıyor.
Gazze Şeridi’nde yaşanan insanlık dramı uluslararası toplumun dikkatini çekmeye devam ediyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, BM ve diğer insan hakları örgütleri tarafından eleştiriliyor ancak durdurulamıyor. Filistin halkı, yıllardır süren bu zulme karşı direnerek yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. Ancak her geçen gün artan ölümler ve yaralanmalar, Filistin toplumunu daha da derin bir insani krize sürüklüyor.
İsrail ve Filistin arasındaki çatışma ve gerilim, Ortadoğu’da barış ve istikrarı tehdit eden bir faktör olarak devam ediyor. Uluslararası toplumun bu soruna kalıcı ve adil bir çözüm bulma konusundaki çabaları ise yetersiz kalıyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, insan hakları ihlallerine ve savaş suçlarına işaret ederken, Gazze halkı ise hayatta kalmaya ve umutlarını korumaya çalışıyor.
Son 24 saat içinde Gazze Şeridi’ne düzenlenen saldırılarda hayatını kaybeden 62 Filistinlinin ardından, bölgedeki insani krizin derinliği ve aciliyeti bir kez daha gün yüzüne çıktı. Uluslararası toplumun bu krize karşı daha etkin ve kararlı bir tutum takınması gerektiği açıkça ortada. Filistin halkının temel insan haklarına saygı duyulması ve barışçıl bir çözüm bulunması için gerekli adımların atılması zorunludur. Bu çatışmanın son bulması ve bölgede barışın sağlanması için tüm tarafların sorumluluklarını yerine getirmesi gerekmektedir.