İsrail ordusu, Gazze topraklarında bir yılı aşkındır süren saldırılarını kesintisiz bir şekilde sürdürmeye devam ediyor. Bu süreçte binlerce Filistinli hayatını kaybetti. Özellikle Batı Şeria bölgesinde, işgal altında bulunan topraklar üzerinde de masum Filistinlilere yönelik ciddi bir zulüm söz konusu. İsrail askerleri, birkaç kez farklı noktalara baskın düzenleyerek, bölgedeki sivillerin hayatına doğrudan müdahale ediyor.
Son dönemlerde, İsrail ordusunun Batı Şeria’daki çeşitli bölgelerde yoğun baskınlar gerçekleştirdiği bildiriliyor. Bu baskınlar sırasında, Filistinli sivillerin evleri, haksız yere işgal edilip tahrip ediliyor. Geçtiğimiz günlerde, İsrail askerlerinin kalkıştığı baskınlar sonucunda birçok kişi gözaltına alındı. Bu baskınlar, özellikle Kalkilya, Tubas, Nablus, El-Halil, Beytüllahim ve Ramallah kentlerinde yoğun olarak gerçekleşti.
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) bünyesindeki Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyeti ile Filistin Esirler Cemiyeti, konuyla ilgili ortak bir açıklama yaptı. Yayınlanan açıklamada, İsrail askerlerinin baskınlarında iki çocuk, bir kadın ve eski tutukluların da aralarında bulunduğu toplam 22 kişinin gözaltına alındığı ifade ediliyor. Gözaltı işlemleri sırasında, alıkonulan kişilerin ve ailelerinin darp ve tehditlere maruz kalması, bu durumu daha da trajik hale getiriyor.
Ayrıca, baskınlar sırasında Filistinlilerin evlerinin tahrip edilmesi ve gözaltılara ilişkin endişe verici bir durumun yaşandığı belirtiliyor. 7 Ekim 2023’ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te gözaltına alınan Filistinli sayısının 11,900’ü geçtiği aktarılmakta. Bu durum, bölgedeki insan hakları ihlallerinin boyutlarını gözler önüne seriyor.
7 Ekim 2023 tarihinden bu yana, İsrail’in Gazze Şeridi’ne başlattığı saldırılarla birlikte, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki gözaltı, baskın ve saldırılarda önemli bir artış yaşanmış durumdadır. Bu kapsamda, işgal altındaki Batı Şeria ile Doğu Kudüs’te, Filistinlilere yönelik düzenlenen saldırılarda 167’si çocuk olmak üzere toplam 803 Filistinli yaşamını yitirmiştir. Bu rakamlar, bölgedeki çatışmanın ne denli derinleştiğini ve insani trajedilerin boyutunu gözler önüne seriyor.
Sonuç olarak, yaşanan bu olaylar, uluslararası toplumda geniş bir yankı uyandırmakta. Filistin halkının maruz kaldığı buzul ve şiddet dolu süreç, hem insan hakları açısından hem de uluslararası hukuk açısından ciddi tartışmalara yol açmaktadır. Bu durum, bölgedeki siyasi istikrarı olumsuz etkilediği gibi, masum sivillerin hayatını da tehdit etmektedir. Barış çabaları ve uluslararası müdahaleler, bu krizlerin sona erdirilmesi için bir zorunluluk haline gelmiştir.