Son zamanlarda, İsrail ordusunun Suriye’ye yönelik gerçekleştirdiği saldırılar uluslararası gündemde önemli bir yer tutmaya devam ediyor. En son gerçekleşen olayda, 2024 yılı içerisinde, 9 Kasım tarihinde, İsrail’in Halep ve İdlib şehirleri civarındaki çeşitli bölgelere yönelik bir dizi hava saldırısı gerçekleştirdiği bildirildi.
Saldırının, Suriye’nin resmi basınında bildirildiğine göre, özellikle askeri tesislerin hedef alındığı ifade edilmektedir. Bu kapsamda, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nden edinilen bilgilere göre, saldırılar sonucunda çok sayıda askerin yaralandığı ve ciddi maddi hasarın meydana geldiği kaydedilmiştir. Ancak, İsrail tarafından bu saldırılara dair henüz resmi bir açıklama yapılmamıştır.
Gözlemevi, Suriye’deki çatışmalarla ilgili olarak düzenli raporlar sunmakta ve elde edilen bilgilerle kamuoyunu bilgilendirmeyi hedeflemektedir. Saldırıların zamanlaması ve yaygınlığı, bölgedeki gerilimin artmakta olduğunu göstermektedir. Her ne kadar İsrail hükümeti, bu tür askeri operasyonları sıkça gündeme getirse de, genellikle resmi açıklamalarında saldırıların gerekçesi olarak İran ve müttefik grupların faaliyetlerini göstermektedir. Bu bağlamda, Suriye’nin toprakları, uzun yıllardır süregelen savaşlar ve bölgesel çekişmelerin etkisi altında kalmaya devam etmektedir.
İsrail’in düzenli olarak gerçekleştirdiği bu tür operasyonlar, ülkenin güvenlik stratejisi ile de doğrudan ilişkilidir. Hükümet, İran’ın Suriye’deki etkisini azaltmak ve Hizbullah gibi grupların güçlenmesini engellemek amacıyla kurduğu politikaları uygulamakta kararlıdır. Bununla birlikte, bu saldırıların çoğu zaman sivil alanları da etkilediği ve masum sivillerin hayatını kaybetmesine yol açtığı yönündeki eleştiriler de sıkça gündeme gelmektedir.
Suriye iç savaşının başlangıcından bu yana, ülke başta olmak üzere bütün Orta Doğu bölgesi, birçok uluslararası aktörün müdahil olduğu karmaşık bir çatışma ortamına dönüşmüştür. Savaşın yarattığı yıkımın yanı sıra, ülkede meydana gelen insani kriz de oldukça derindir. Bu tür uluslararası saldırılar, mevcut kriz durumunu daha da kötüleştirebilmekte ve yeni çatışmalara kapı aralayabilmektedir.
Son gelişmeler, sadece askeri bir çatışmanın ötesinde bir anlam taşıdığı gibi, bölgedeki barış sürecini de tehlikeye atmaktadır. Suriye’nin kuzey ve batısındaki çatışmaların yoğunluğu, milli ve uluslararası düzeyde gerilimlerin artmasına neden olmaktadır. Bu sebeple, insan hakları örgütleri ve uluslararası gözlemciler, İsrail’in Suriye’de gerçekleştirdiği saldırıların yanı sıra, bölgedeki savaşın diğer aktörlerini de takip etmeye devam etmektedir.
Sonuç olarak, İsrail’in gerçekleştirdiği bu saldırılar, hem Suriye içindeki durumu hem de bölgesel istikrarı etkileyen önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Önümüzdeki günlerde bu konuyla ilgili gelişmelerin ne yönde ilerleyeceği ise merakla beklenmektedir.