İsrail ordusu, işgal altındaki Batı Şeria’da sivillere yönelik sert politikalarını sürdürmektedir. Bu kapsamda, El Halil kentinin orta kesimlerindeki bazı mahallelerde saat 18.00’den itibaren sokağa çıkma yasağı uygulanmaktadır. İnsan Haklarını Müdafaa Grubu üyesi Arif Cabir, yasağın gerekçesinin Yahudi bayramları olduğunu belirtmiştir. Yasağa ilişkin Cabir, İnsanların sokaklarda dolaşmasının engellendiğini, dükkanların kapatılmaya zorlandığını ve sadece işten dönenlerin evlerine gitmesine izin verildiğini aktarmıştır.
Yahudi bayramları gerekçesiyle bölgede sokağa çıkma yasağı ve kapatma uygulamasının önümüzdeki pazar gününe kadar devam edeceği açıklanmıştır. Ayrıca, Arif Cabir, İsrail askerlerinin Vadi el-Hasin, Cabir ve Es-Selamiyye mahallelerinin girişlerini kapattığını ve buralarda saldırılarını artırdığını belirtmiştir. İsrail askerlerinin evlere, mahallelere baskın düzenlediği, halkı gözaltına aldığı, telefonları aradığı ve el koyduğu bilinmektedir.
Öte yandan, yılbaşı kutlamalarının İbrani takvimine göre yapıldığı “Roş Aşana Bayramı” kutlamalarının 2-4 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirileceği duyurulmuştur. İsrail ordusunun, Yahudi bayramları nedeniyle sokağa çıkma yasağı uyguladığı Batı Şeria’da yaşanan bu olaylar uluslararası toplumun dikkatini çekmektedir. İnsan hakları örgütleri, İsrail’in sivil halka yönelik uyguladığı bu tür politikaları sık sık eleştirmekte ve kınamaktadır.
İsrail’in Batı Şeria’daki sert politikaları uluslararası hukuk ve insan hakları standartlarına aykırı olabilir. El Halil’deki sivil toplum kuruluşu İnsan Haklarını Müdafaa Grubu’nun açıklamaları, İsrail ordusunun sivillere yönelik baskılarını gözler önüne sermektedir. Bu durum, bölgede yaşanan gerginliği artırabilir ve barış sürecini olumsuz etkileyebilir. Uluslararası toplumun bu tür ihlalleri yakından takip etmesi ve gerekli adımları atması gerekmektedir.
Sonuç olarak, İsrail ordusunun Batı Şeria’daki sivillere yönelik sert politikaları ve Yahudi bayramları gerekçesiyle uyguladığı sokağa çıkma yasağı, bölgede yaşanan tansiyonu artırmaktadır. Uluslararası toplumun bu duruma duyarsız kalmaması ve gerekli adımları atması önemlidir. İnsan hakları ihlallerine karşı sessiz kalmak, bu tür politikaların devam etmesine ve çatışmaların derinleşmesine neden olabilir. Bu nedenle, İsrail’in bu tür uygulamalarının uluslararası hukuka uygun olup olmadığı konusunda ciddi bir soruşturma yapılması gerekmektedir.