İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilciliği, İsrail’e yapılan saldırılarla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. 1 Nisan tarihinde İsrail’in Şam’daki İran Büyükelçiliği konsolosluk binasına hava saldırısı gerçekleştirmesiyle başlayan gerginlik, İran’ın karşılık vermeye hazır olduğunu gösterdi. İsrail, İran’ın ülkelerine İnsansız Hava Aracı (İHA) saldırısı başlattığını duyurdu. Bu saldırılara karşılık olarak İran, BM Anlaşması’nın 51. maddesine dayanarak meşru müdafaa hakkını kullandığını açıkladı. İran’ın askeri karşılığı, Siyonist rejimin Şam’daki diplomatik misyonuna yapılan saldırıya yanıt niteliğindeydi.
İran’ın BM Daimi Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada, eğer İsrail bir hata daha yaparsa karşılığının daha ağır olacağı belirtildi. Çatışmanın İran ile İsrail arasında olduğu vurgulanan açıklamada, ABD’nin uzak durması gerektiğine dikkat çekildi. Devrim Muhafızları Ordusu tarafından yapılan açıklamada, İran’ın meşru müdafaa hakkı çerçevesinde İsrail’in işgali altındaki topraklardaki askeri hedeflere karşı saldırı başlattığı ifade edildi. İHA saldırısına karşılık veren İran, stratejik istihbarat yeteneklerini, füzelerini ve insansız hava araçlarını etkili bir şekilde imha etti.
ABD’nin İsrail’e verdiği destek, İran tarafından tehdit olarak algılandı. Devrim Muhafızları Ordusu, herhangi bir ülkeden ABD veya İsrail adına gelecek tehdide karşılık vereceklerini ve İran’ın meşru çıkarlarını koruyacaklarını belirtti. ABD’nin ve İsrail’in eylemlerinden sorumlu tutulan Amerikan hükümeti, herhangi bir destek ve katılımın İran Silahlı Kuvvetlerinin kararlı ve pişman edici tepkisiyle karşılaşacağı konusunda uyarıldı. Devam eden bu gerginlik durumu, bölgedeki tansiyonu yükseltmeye devam ediyor.
Sonuç olarak, İran ve İsrail arasında yaşanan bu gerginlik, bölgede yeni bir askeri çatışmanın fitilini ateşleyebilir. Tarafların karşılıklı tehditleri ve saldırıları, barış ortamını tehlikeye atabilir. Uluslararası toplumun bu duruma müdahale etmesi ve çatışmanın daha da büyümeden sonlandırılması önem taşımaktadır.