İngiliz medyasında son dönemlerde yayımlanan bir rapor, İngiltere’deki şeriat mahkemeleri konusunda yapılan tartışmaları yeniden gündeme taşıdı. Bu raporda, özellikle Müslümanlar arasında evlilik ve boşanma gibi İslami konuların çözümü için kurulan şeriat mahkemelerinin artışına dikkat çekildi.
İngiltere’de, Müslüman nüfusun ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yıllar önce şeriat mahkemelerinin kurulmasına onay verildi. Bu bağlamda, tarihsel olarak ilk şeriat mahkemesi 1982 yılında kuruldu. O tarihten bu yana, bu tür mahkemelerin sayısı giderek artarak 2023 yılı itibarıyla 85’e ulaştı.
Şeriat mahkemeleri, “İslami şeriat konseyi” adı altında hizmet veren ve genel olarak evlilik, boşanma gibi ailevi meselelerin çözümüne odaklanan yapılar olarak faaliyet göstermektedir. Bu mahkemeler, Müslüman bireyler için dini hükümler sağlayarak bu toplum içerisinde önemli bir rol üstlenmektedir. The Times’ın bu konudaki haberi, şeriat mahkemelerinin sunduğu hizmetlerin yalnızca İngiltere ile sınırlı olmadığını, aynı zamanda Avrupa ve Kuzey Amerika’da da benzer ihtiyaçların mevcut olduğunu ortaya koymaktadır.
İngiltere, söz konusu şeriat mahkemeleri bakımından Batı dünyasında öne çıkan bir örnek teşkil etmektedir. Ülkede kurulan ve faaliyet gösteren 85 İslami konsey, bu yapıların dinamiklerini ve işleyişlerini gözler önüne sermektedir. Gayriresmi dini kurumlar olarak kabul edilen bu mahkemeler, özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika’dan gelen Müslüman bireylerin aile ve evlilik konularındaki dini danışmanlık taleplerine yanıt vermektedir.
Müslüman topluluklar açısından oldukça önemli bir yere sahip olan bu mahkemeler, dini inanç ve geleneklerin modern toplumla nasıl iç içe geçtiğini göstermektedir. Bunun yanı sıra, bu durum; Müslümanların kendi dini değerlerini koruyarak, yaşadıkları ülkelerde sosyal uyum sağlama çabası içinde olduklarını da ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, İngiltere’deki şeriat mahkemeleri, Müslümanların dini gereksinimlerini karşılamakta önemli bir rol oynamakta ve bu alandaki artış, toplumun değişen dinamikleri ve ihtiyaçlarıyla doğrudan ilişkilidir. Bu bağlamda, Batı’da bu tür mahkemelerin varlığı, farklı kültürel ve dini kimliklerin nasıl bir arada var olabileceğine dair ilginç bir örnek sunmaktadır.