İngiltere’de, kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddet durmaksızın artış göstermektedir. Ulusal Denetim Ofisi (NAO) tarafından yayımlanan bir rapor, hükümetin yıllardır verdiği sözlere ve uyguladığı stratejilere rağmen, bu şiddetin giderek daha kötü bir hale geldiğini ortaya koymaktadır. Raporun bulguları, özellikle 2021 yılında yaşanan Sarah Everard ve Sabina Nessa cinayetlerinin ardından başlatılan stratejilerin, kadınların ve kız çocuklarının güvenliğini sağlama konusunda yetersiz kaldığını göstermektedir.
Rapor, kadına yönelik şiddetin ‘ciddi ve büyüyen bir sorun’ olduğuna dikkat çekerken, bu sorunun sosyal, fiziksel, ruhsal ve ekonomik etkileri üzerine daha ayrıntılı incelemelere ihtiyaç duyulduğunu belirtmektedir. İlgili kurumların şiddeti önleme konusundaki yetersizlikleri, bu tür olayların önlenmesi noktasında büyük bir engel teşkil etmektedir.
Hükümetin, kadına yönelik şiddet konusunda yetersiz bir koordinasyon sergilediği de raporda eleştirilmiştir. İçişleri Bakanlığı’nın bu konudaki liderliği sürdürmesine rağmen, hükümetin genel yaklaşımının dağınık ve parçalı olduğu vurgulanmaktadır. Özellikle Muhafazakar Parti’nin iktidarı döneminde hayata geçirilen 2021 stratejisinin, toplumda uzun vadeli bir dönüşüm sağlayamadığı ifade edilmektedir. Kamu hesapları komitesi başkanı Sir Geoffrey Clifton-Brown, “Hükümetin kadına yönelik şiddetle mücadeledeki parçalı yaklaşımı, mağdurlar için olumlu bir sonuç doğurmadı” diyerek bu durumu eleştirmiştir.
2022-2023 yılları arasında Birleşik Krallık’ta kadına yönelik şiddet, polise bildirilen tüm suçların yüzde 20’sini oluşturmuştur. Yeni hükümetin liderliğini üstlenen Keir Starmer, şiddet vakalarının on yıl içinde yarıya indirilmesi yönünde bir hedef belirlemiştir. Ancak uzmanlar, bu hedefin atılacak adımların tüm devlet kurumları tarafından kararlılıkla desteklenmediği sürece gerçekçi olmayacağına dikkat çekmektedir.
Polis kayıtlarına göre, 2023-2024 döneminde cinsel saldırıya maruz kalanların oranının yüzde 3,4’ten yüzde 4,3’e yükseldiği belirtilmektedir. Aynı dönemde aile içi şiddet oranlarının ise yüzde 9,2’den yüzde 7,4’e gerilediği gözlemlenmiştir. Ancak, polise bildirilen tecavüz ve cinsel saldırı vakalarının, 34 binden 123 bine çıkması bu konuda bir alarm sinyali vermektedir. Bu artışın, kayıt sistemlerinin geliştirilmesiyle de ilgili olduğu ifade edilmektedir.
Rapor, içişleri bakanlığının ‘etkin bir hükümet koordinasyonu sağlayamadığını’ vurgularken, mevcut politikalarda köklü değişikliklerin gerekli olduğunu belirtmektedir. Hükümetin yeni bir strateji hazırlığı içinde olduğu ve bu planın ilkbaharda açıklanmasının beklendiği ifade edilmektedir. Kadına yönelik şiddetle ilgili mevcut yaklaşımın yetersizliği, etkili bir politika geliştirilmesi için tüm devlet kurumlarının koordineli bir şekilde çalışması gerektiğini gün yüzüne çıkarmaktadır. Uzmanlar ise, bu tür sorunların yalnızca cezai tedbirlerle çözülemeyeceğini, aynı zamanda şiddeti önleyici mekanizmaların da güçlendirilmesi gerektiğini dile getirmektedirler.