İsrail’in savaş suçlarına ortak olmakla eleştirilen İngiltere, bu konuda aldığı adımlarla dikkat çekiyor. İngiltere hükümeti üzerindeki baskı artarken, insan hakları kuruluşlarının da desteğiyle bu konuda ciddi adımlar atıldı. Filistin’de yaşanan savaş suçları konusunda dava açan kuruluşlar, İsrail’e yapılan silah satışlarının durdurulmasını talep etti.
Bu gelişmelerin hemen ardından İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy, İsrail’e bazı silahların satışını askıya alacaklarını duyurdu. Uluslararası insancıl hukukun ihlal edilme riski taşıyan silah satışlarına karşı bu adımın atıldığı belirtildi. Toplam 350 ihracat lisansından 30’u askıya alınacak. Ancak bu kararın genel bir yasak ya da silah ambargosu olmadığının altı çizildi.
İsrail ise bu karara tepki gösterdi. İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, karardan hayal kırıklığına uğradıklarını belirtirken, bu adımın Hamas’a ve İran’daki destekçilere yanlış bir mesaj gönderdiğini savundu. İngiltere’nin bu tavrı, Gazze’ye destek veren İngiliz milletvekillerinin de dikkatini çekti. Eski İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn dahil olmak üzere 5 bağımsız milletvekili, parlamentoda bir grup oluşturarak Gazze’ye destek vermeyi amaçlıyor. “Bağımsız İttifak” adını verdikleri grupla Gazze için umut olma çabası içindeler.
Tüm bu gelişmeler, İngiltere’nin İsrail’e silah satışı konusundaki politikasında bir değişikliğe işaret ediyor. Uluslararası insan hakları kuruluşları, bu tür satışların savaş suçlarının işlenmesine ortaklık anlamına geldiğini belirtiyor ve İngiltere’nin aldığı bu kararın olumlu bir adım olduğunu düşünüyor.
Sonuç olarak, İngiltere’nin İsrail’e silah satışına getirdiği kısıtlamalar, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde dikkat çekiyor. İsrail’in savaş suçlarına karşı sessiz kalmamanın ve bu tür silah satışlarına karşı adım atmış olmanın önemli bir adım olduğu düşünülüyor. Bu durum, İngiltere’nin insan haklarına verdiği önemin ve uluslararası hukuka saygısının bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.