İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları, 7 Ekim 2023’te başladığından bu yana devam ediyor. Son olarak, 17 gündür süregeldiği ifade edilen yoğun saldırılar içinde, Gazze’nin kuzeyinde yer alan Endonezya Hastanesi doğrudan hedef alındı. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı, İsrail ordusunun hastane binasını ateşe verdiğini ve bu saldırıyı kınayan bir açıklama yaptığını duyurdu. Açıklamada, hastanelerin ve sağlık çalışanlarının korunması konusunda uluslararası kurumlara ve Birleşmiş Milletler’e çağrıda bulunuldu. Ayrıca, İsrail ordusunun Gazze’de soykırım suçu işlediğine dair vurgular yapıldı.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ndeki hastaneleri birçok kez hedef alarak, bunların hizmet dışı kalmasına neden oldu. Halen aktif olan 34 hastane ile 80 sağlık merkezi, bu saldırılar sonucunda kapatıldı ve toplamda 162 sağlık kuruluşu İsrail ordusu tarafından hedef alındı. Bu durum, Gazze’deki sağlık sisteminin büyük ölçüde çökmesine yol açtı.
İsrail ordusunun 5 Ekim 2023 itibarıyla Gazze’nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlemesi ve bunun ardından 6 Ekim’de kara operasyonlarına başlaması, dikkat çekici bir gelişme olarak kaydedildi. Bu saldırıların, daha önce medyaya yansıyan ve “generallerin planı” olarak bilinen strateji doğrultusunda yapıldığı düşünülüyor. Bu stratejinin amacı, Filistinlilerin Gazze’nin kuzeyinden zorla tahliye edilerek, bölgede İsrailliler için yeni yerleşim alanları oluşturulması olarak değerlendiriliyor.
İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, 7 Ekim 2023’te sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Hanun, Cibaliya ve Beyt Lahiya bölgelerinde yaşayan Filistinlilere boşaltma çağrısında bulundu ve bunun için harita paylaştı. Filistinlilere Gazze’nin güneyindeki Mevasi bölgesine doğru hareket etmeleri önerildi. Bu haritanın, geçmişte General Giora Eiland tarafından hazırlanan ve Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine dair “generallerin planı” ile benzerlik taşıdığı ifade edildi.
“Generaller Planı” olarak bilinen bu strateji, Filistinlileri Gazze Şeridi’nin kuzeyinden tahliye etmeyi öngörüyor. Plan, bölgede gıda, yakıt ve temiz su akışını engelleyerek, silahlı direnişçilerin “ölüm ya da teslim olma” arasında bir tercih yapmak zorunda kalmalarını, kaçamayan veya bölgeyi terk etmeyen Filistinlilerin ise “düşman unsur” olarak görülebileceğini amaçlıyor.
İsrail hükümeti, eylül ayında gündeme gelen bu plana ilişkin bir açıklama yapmamış olsa da, İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberlerine göre, kabinenin plan üzerinde çalıştığı belirtilmişti. Bu tür adımlar, uluslararası kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılandı ve insani kriz boyutunun giderek derinleşmesine neden oldu.
Sonuç olarak, İsrail’in gerçekleştirdiği bu saldırılar ve uyguladığı politikalar, uluslararası arenada ciddi eleştiriler alıyor. Gazze’deki sağlık altyapısının çökmesi, halkın acil sağlık hizmetlerine erişimini engellerken, filistinlilerin yaşadığı zor koşullar, bölgedeki insani durumu daha da kötüleştiriyor. Bu bağlamda, hem sağlık hizmetlerinin korunması hem de insan hakları ihlallerine karşı uluslararası toplumun harekete geçmesi talep ediliyor.