21 Ağustos 1969 tarihinde Avustralya asıllı fanatik Denis Michael Rohan tarafından kundaklanarak yakılan Mescid-i Aksa’nın acılarla dolu 55. yıl dönümü geride bırakıldı. Aksa’nın güney kesiminde bulunan “Kıble Mescidi”nin doğu bölgesinde yükselen alevlerde, tarihi eserlerin küle dönüşmesi ile beraber, “Selahaddin el-Eyyübi’nin Minberi” olarak bilinen önemli eser de zarar gördü. Bu olayın hatırlanışıyla birlikte Hamas, Müslümanları birlik olmaya çağırdı.
Hamas’ın resmi açıklamasında, “Halkımızı, ümmetimizi ve dünyanın dört bir yanındaki özgür insanları, Gazze’nin, Kudüs’ün ve Mescid-i Aksa’nın savunulması için 24 Ağustos Cuma günü meydanlara çıkmaya davet ediyoruz” denildi. Ayrıca, İsrail işgali ve aşırı siyonist saldırılara dikkat çekilerek, bu tür saldırıların Filistin halkının birlik ve inancını güçlendirdiği belirtildi. Hamas, bu tür zor zamanlarda Müslüman ümmeti bir araya gelmeye çağırıyor.
Açıklamada ayrıca, İsrail’in 1948’den beri devam eden işgali ve işlediği suçlar nedeniyle Filistin halkının direniş ruhunu söndüremeyeceği üzerinde duruldu. 76 yıldır devam eden İsrail işgali, Filistin halkının haklarına ve kutsallarına bağlılığını artırmış ve onları daha güçlü bir şekilde bir araya getirmiştir. Hamas, bu zorlu süreçte Müslümanları birlik içinde olmaya ve kardeşlik duyguları ile hareket etmeye çağırmaktadır.
Müslümanların birlik olması ve güçlerini birleştirmesi, İsrail işgaline ve saldırılarına karşı daha etkili bir direniş stratejisi izlenmesine olanak sağlayabilir. Mescid-i Aksa’nın kundaklanmasının 55. yıl dönümünde yapılan bu çağrı, tarihi olayları hatırlatarak birlik ve dayanışmanın önemini vurgulamaktadır. Hamas’ın bu çağrısı, tüm dünyadaki özgür insanları, adalet ve barış için bir araya gelmeye teşvik etmektedir.
Sonuç olarak, Mescid-i Aksa’nın acı dolu geçmişi, Müslümanların birlik içinde olması gerekliliğini bir kez daha hatırlatmaktadır. Hamas’ın yaptığı çağrı, Müslümanları, Filistin halkını ve tüm özgür insanları bir araya getirerek karşılıklı dayanışma ve yardımlaşma ruhunu pekiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu birlik ve dayanışma ile İsrail işgali ve saldırılarına karşı daha güçlü bir şekilde direnilebilir ve adalet sağlanabilir.
