1963 yılında gerçekleşen bir darbeyle iktidarı ele geçiren Baas rejimi, 8 Aralık 2024 tarihinde devrilene kadar Suriye’de birçok insani krize neden olmuştur. Bu krizin en kanlı örneklerinden biri, 1982’de Suriye’nin Hama kentinde meydana gelen katliamdır. Hama, devrik Baas rejiminin politikalarına muhalifliği ve muhafazakâr yapısıyla biliniyordu.
Baas rejimi, Hama ilinde Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın isyanına karşı sert bir karşılık vermek amacıyla 1982 yılının Ocak ayı sonunda şehri kuşatmaya başladı. Kuşatma sırasında, Hafız Esed’in kardeşi Rıfat Esed yönetimindeki özel birlikler, ordu ve çeşitli güvenlik birimleri ile birlikte en az 20 bin silahlı kişi bu katliamda yer aldı. Hama’nın stratejik noktalarına yerleştirilen topçu birlikleri ve tanklar, şehrin bombalanmasında önemli bir rol oynadı.
Katliam, 2 Şubat 1982’de başladı. Rejim güçlerinin hava bombardımanlarının ardından, yoğun topçu ateşi ile yerleşimler hedef alındı. Hama’daki su, elektrik ve iletişim hatları kesildi. Tanklarla semtlere giren askerler, sadece öldürme değil, aynı zamanda yağmalama ve cinsel saldırı eylemlerine de karıştı. 15 yaş ve üzerindeki gençler, ailelerinden koparılıp alıkonuldu.
Suriye İnsan Hakları Ağı’nın (SNHR) tahminlerine göre, bu kanlı olayda en az 40 bin sivil can verdi. Rejim güçlerinin baskınlarına maruz kalan 17 binin üzerinde sivilin akıbeti bilinmemektedir. Hükümetin hapishanelerine götürülen bu insanların aileleri, sevdiklerinin öldürüldüğünü düşünüyor.
Baas rejiminin Suriye’de yarattığı tahribatın boyutları da dikkat çekici. Rejim güçlerinin düzenlediği saldırılarda Hama’nın es-Sahhane, el-Keylaniyye, el-Asida, eş-Şimaliyye gibi birçok mahallesi büyük ölçüde tahrip edildi. Özelikle tarihi yapıların ve camilerin hedef alınması, kültürel mirasa yapılan bir saldırı olarak kayıtlara geçti.
Saldırılar sonrası camiler, okullar ve fabrikalar, alıkoyma merkezlerine dönüştürüldü. Rejim güçleri, evlere zorla girerek binlerce sivili bu merkezlere alıkoydu. Muhammed Şakik adlı bir aktivist, yaşadığı dehşeti sosyal medyada şöyle ifade etti: “Evden çıkıp yürüdüğümüz sokak çok dardı, yollarda su neredeyse dizime kadardı. Cesetler üzerinden yürüyorduk.” Bu açıklama, Hama’daki korku dolu günlerin bir belgeseli gibiydi.
Hama’daki katliamın ardından cesetlerin nereye gömüldüğü bilinmemektedir. Aileler, sevdiklerinin mezarının yerini hala bulamamakta ve belgelenmiş bir kayıta rastlayamamaktadır. Ancak, 8 Aralık 2024’te Baas rejiminin yıkılmasının ardından, Hama halkı, sosyal medyada yaşananları dile getirmeye başladı. Bu paylaşımlar, bir adalet arayışını yansıtıyor.
Birçok tanık, Rıfat Esed komutasındaki ordu birliklerinin, cinsiyet ayrımı gözetmeden düzenlediği baskınları ve bunun sonucunda gelişen korku dolu anları detaylandırdı. Hind Şakaki, yaşadığı zulmü şöyle aktardı: “Askerler bizi evden çağırdı ve duvarın önünde sıraladı. ‘Sizi vuracağız’ dediler. Geri dönen olmadı.” Bu açıklama, 1982