Güney Kore’de son günlerde yaşanan siyasi gerginlik, devletin sıkıyönetim ilan etmesi ile yeni bir boyut kazandı. Bu durum, özellikle muhalefet partisi Demokrat Parti (DP) tarafından büyük bir tepki ile karşılandı. DP lideri Lee Jae-myung, sıkıyönetim kararını “anayasaya aykırı ve halka karşı bir hareket” olarak nitelendirerek, durumu eleştirdi. Lee, Devlet Başkanı Yoon’un sıkıyönetim ilanını gereksiz ve sebepsiz bulduğunu ifade etti ve bu kararın ülkede ciddi huzursuzluklara yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Sıkıyönetim kararının alınmasının ardından, Ulusal Meclis’e erişimin engellenmesi olayı meydana geldi. Yerel saatle 23:30 itibarıyla, Ulusal Meclis kapılarında nöbet tutan polis ve güvenlik güçleri, sadece milletvekillerine, parlamento personeline ve akredite muhabirlere kimlik kontrolü yaparak geçiş izni verdi. Bu durum, Meclis önünde toplanan onca vatandaş ile polis arasında arbede yaşanmasına neden oldu. Muhalefet partisi, bu kısıtlamalara karşı durarak, halkın haklarını savunmaya çağrıda bulundu.
İktidardaki Halkın Gücü Partisi’nin lideri Han Dong-hoon, sıkıyönetimi “yanlış” bir karar olarak tanımlayarak itiraz etti. Han, yaptığı açıklamada bu kararı halkla birlikte engelleyeceklerini belirtti. Bu noktadan sonra, Güney Kore Dışişleri Bakanlığı da söz konusu sıkıyönetim kararı ile ilgili üst düzey yetkililerle toplantı yapılması yönünde adım attı. Güney Kore Maliye Bakanı Choi Sang-mok da benzer bir şekilde, sıkıyönetim ilanından sonra Merkez Bankası, Mali Hizmetler Komisyonu ve Mali Denetim Servisinden yetkililerle bir araya gelerek durumu değerlendireceklerini duyurdu.
Sıkıyönetim ilanının arka planında ise, Devlet Başkanı Yoon’un muhalefetin devlet karşıtı faaliyetlerde bulunduğunu belirtmesi yatıyor. Anayasa gereği, Devlet Başkanı’nın “savaş, silahlı çatışma, ulusal acil durum ya da kamu güvenliği ve düzeninin gerektirdiği hallerde” sıkıyönetim ilan edebilme yetkisi bulunmaktadır. Sıkıyönetim durumu sırasında, basın özgürlüğü, yayın hakları ve hükümetin diğer yetkileri kısıtlanabilir. Ancak, eğer Ulusal Meclis’in çoğunluğu sıkıyönetimin sonlandırılmasını talep ederse, bu durum kaldırılabilir.
Güney Kore’nin 300 üyeli Ulusal Meclisi’nde, muhalefetteki Demokrat Parti, 170 sandalyeye sahip olduğu için sıkıyönetimi kaldırmak için gereken oy çoğunluğuna ulaşma kapasitesine sahiptir. Dolayısıyla, muhalefet partinin bu durumu değerlendirerek gerekli adımları atması, ilerleyen günlerde ülke genelinde siyasi durumun seyri için oldukça kritik olacaktır.
Tüm bunların yanı sıra, sokaklardaki halk hareketliliğinin ve muhalefet partilerinin organizasyonlarının nasıl bir etki yaratacağı, Güney Kore’nin siyasi geleceği açısından önemli bir soru işareti olarak durmaktadır. Ülke, tarih boyunca pek çok kez benzer siyasi krizlerle karşılaşmış olsa da, bu durumun mevcut koalisyon hükümeti ve muhalefet partileri için nasıl sonuçlanacağı merakla beklenmektedir.