İsrail’in Gazze Şeridi’nde başlattığı operasyonlar, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana etkisini sürdürüyor ve bu çatışmalar tam 450 gündür devam ediyor. Bu süreçte, bölgedeki sivil halk büyük bir tehlike altında kalmış ve hayat koşulları giderek zorlaşmıştır. Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, durumun ciddiyetine ilişkin sürekli güncellemeler yapmakta ve saldırılara dair önemli bilgiler sunmaktadır.
Son 24 saat içinde, İsrail ordusu tarafından Gazze Şeridi’ndeki farklı bölgelere yönelik gerçekleştirilen saldırılarda “3 katliam” meydana geldiği bildirildi. Bu saldırılar sonucunda 30 kişinin hayatını kaybettiği, 99 kişinin ise yaralandığı ifade edilmektedir. Bu sürekli artan can kayıpları, bölgedeki insani krizin boyutlarını gözler önüne sermektedir.
CAN KAYBI 45 BİN 514’E YÜKSELDİ
İsrail’in 7 Ekim 2023’ten itibaren Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılar neticesinde toplam ölü sayısının 45 bin 514’e ulaştığı, yaralı sayısının ise 108 bin 189’a yükseldiği kaydedilmektedir. Bu kıyaslamalar, uluslararası gözlemcilerin bölgedeki insani durumu daha iyi anlamalarına yardımcı olurken, saldırıların yalnızca askeri bir çatışmanın ötesine geçtiğini, aynı zamanda sivil halkın yaşadığı trajedileri de içermekte olduğunu ortaya koymaktadır.
Ayrıca, açıklamalarda yer alan bilgilere göre, hâlâ birçok enkaz altında ve yol kenarlarında ölülerin bulunduğu bildirilmektedir. Ancak, İsrail güçlerinin engellemeleri nedeniyle sağlık ekipleri ve sivil savunma görevlilerinin bu cenazelere ulaşabilmesi mümkün olmamaktadır. Bu durum, hem kayıp ailelerin acısını derinleştirmekte hem de bölgedeki sağlık sisteminin çökmesine neden olmaktadır. Gazze’de sağlık hizmetleri, birçok bölgede sürdürülemez bir hal almış ve ihmal edilen ölümler, sivil toplum kuruluşları tarafından dile getirilmeye çalışılmaktadır.
Bu tür saldırılar, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde büyük tepkilere yol açmakta ve insan hakları ihlalleri olarak değerlendirilmekte. Çatışmaların ve saldırıların sürekliliği, yalnızca bölgede yaşayan Filistinlilerin değil, aynı zamanda uluslararası topluluğun da dikkatini çekmektedir. İnsan hakları savunucuları ve çeşitli sivil toplum örgütleri, bu konudaki raporları dünya gündemine taşımak için çaba göstermektedirler.
Sonuç olarak, Gazze Şeridi’nde yaşanan çatışmalar, bölge için büyük bir insani kriz yaratmakta ve her geçen gün daha da kötüleşen bir duruma işaret etmektedir. Hem yerel hem de uluslararası toplum, bu trajedinin son bulması için aktif çabalar göstermeli ve bu sorunların çözümüne yönelik etkili adımlar atmalıdır. Aksi takdirde, durum yalnızca daha da kötüleşecek ve Filistin halkı için daha fazla acıya neden olacaktır.
