İsrail’in Gazze Şeridi’nde başlattığı saldırılar, 405 gündür aralıksız bir şekilde devam etmektedir. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın yapmış olduğu açıklamalara göre, son 24 saat içerisinde gerçekleştirilen 3 ayrı saldırı sonucunda 24 Filistinli hayatını kaybetmiş, 112 Filistinli ise yaralanmıştır. Gazze’deki insanlık dramı, son günlerde artan şiddet olayları ile daha da derinleşmektedir.
Saldırıların başlangıcı, 7 Ekim 2023 tarihi olarak belirlenmiştir. O tarihten bu yana, Gazze Şeridi’nde tahminen 43 bin 736 kişi yaşamını yitirmiş, 103 bin 370 kişi de yaralanmıştır. Bu rakamlar, bölgedeki insani krizin boyutlarını gözler önüne sermektedir. Özellikle sivil kayıplar, bu saldırıların ne denli yıkıcı sonuçlar doğurduğunu kanıtlamaktadır.
İsrail’in temel altyapıya ve insani yardım çalışmalarına yönelik de ciddi saldırılar düzenlediği bildirilmektedir. İnsani yardım kuruluşları tarafından sağlanan bilgilere göre, 10 Ekim ile 13 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilen saldırılarda toplamda 20 yardım görevlisi öldürülmüştür. Bu durum, uluslararası yardım çalışanlarının güvenliğinin ciddi bir tehdit altında olduğunu göstermektedir.
Yardım çalışanlarının, evlerinde veya yardım ulaştırmaya çalıştıkları ortamlarda hedef alındığı ve bu konuda İsrail yetkililerine bilgi verilmesine rağmen, işaretli olan araçların da saldırıya uğradığı ifade edilmektedir. Bu durum, insani yardım faaliyetlerinin ne denli zor hale geldiğini ve yardım kurumlarının kapasitelerinin sınırlandığını gösteriyor.
İsrail’in Ekim 2023’ten bu yana öldürdüğü yardım çalışanı sayısının 300’ü aştığı bilgisi, uluslararası topluma karşı ciddi bir çağrı niteliği taşımaktadır. Bu çerçevede, bölgede yaşananlar sadece bir çatışma değil, aynı zamanda temel insan haklarının ihlali olarak değerlendirilmelidir. Ülkeler arası hassas ilişkilerin ve insani yardımların önemli olduğu günümüzde, bu durum uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmelidir.
Gazze’deki insani kriz, sadece savaşın etkileri ile değil, aynı zamanda yardım operasyonlarının engellenmesi ile de büyüyen bir sorun haline gelmiştir. Burada mesele sadece bir etnik veya dini çatışma değil, aynı zamanda insani değerlerin, yardım ve dayanışmanın da ne denli etkisiz hale getirildiğinin bir yansımasıdır. Bölgede yaşayan insanlar, gün geçtikçe artan tehditler ve tehlikelerle yüzleşmekte, basit bir yaşam sürdürebilmek için bile büyük zorluklar yaşamaktadır.
Sonuç olarak, yaşanan bu gelişmeler, uluslararası toplum için birer uyarı niteliğindedir. Gazze’deki durum, insanlık adına acil bir müdahale gerektirmektedir. Bu süreçte, hem insani yardım kuruluşlarının güvenliğinin sağlanması hem de sivil kayıpların önlenmesi adına gerekli adımların atılması büyük önem taşımaktadır. Zira bu mücadele, sadece bir bölgede değil, tüm dünyada temel insan haklarına sahip çıkma mücadelesidir.