İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren Gazze’deki Müslüman topluma yönelik ciddi bir saldırı politikası izlemekte ve bu saldırılarda sivil halkın maruz kaldığı ağır durum giderek derinleşmektedir. Söz konusu saldırıların başlama tarihi itibarıyla tam 458 gündür devam eden bu ateşkes ihlalleri, bölgedeki insanların yaşamlarını katlanılmaz bir hale getirmiştir.
Bu süre zarfında, çeşitli kaynaklardan elde edilen verilere göre, binlerce masum sivilin hayatını kaybettiği yaşanan trajedinin boyutları her geçen gün daha da anlaşılmaktadır. Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan son açıklamalar, İsrail ordusunun gerçekleştirdiği saldırıların boyutunu gözler önüne sermektedir.
Güncel verilere göre, İsrail ordusu son 24 saat içinde Gazze Şeridi’nin farklı bölgelerinde üç ayrı katliam gerçekleştirmiştir. Bu saldırılar sonucunda toplamda 48 kişinin yaşamını yitirdiği, 75 kişinin de yaralandığı bilgisi alınmıştır. Özellikle bu son saldırılar, bölgede yaşanan acıların üstüne tuz biber ekmiş, halk arasında büyük bir endişe ve korku yaratmıştır.
İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren Gazze Şeridi’ne yönelik düzenlediği saldırılarda can kaybı sayısı 45 bin 854’e ulaşmış, yaralı sayısı ise 109 bin 139 olmuştur. Bu rakamlar, insani bir felaket anlamına gelmekte ve uluslararası toplumu derinden etkilemektedir. Ancak ne yazık ki, hâlâ enkazların altında ve yol kenarlarında ölü bedenlerin bulunduğu, bu ölümlerin sağlık ekipleri ile sivil savunma görevlileri tarafından toplanmasının ise İsrail güçleri tarafından engellendiği doğrulanmıştır.
Bölgede yaşanan bu insanlık dramı, dünya kamuoyunda büyük tepkilere yol açmakta ve birçok hükümet tarafından kınıcı açıklamalar yapılmaktadır. Ancak uluslararası toplumun bu duruma müdahale edebilmesi için somut adımlar atması gerektiği yönünde çağrılar artarak devam etmektedir. Gazze’deki sivillerin korunması ve insani yardımın ulaştırılması için acil tedbirlerin alınması esastır.
Sonuç olarak, Gazze’de devam eden çatışmalar ve sivil hayat üzerindeki etkileri, insanlığa karşı işlenen bir suç olarak değerlendirilmektedir. Hem hayatlarını kaybedenlerin anısı, hem de geride kalanların yaşadığı zorluklar nedeniyle bu durumun çözümü, sadece bölge için değil, tüm dünya için önem arz etmektedir. Gerekli adımlar atılmadığı takdirde, mevcut kriz daha da derinleşecek ve bu durum, global güvenlik ve barış açısından ciddi tehditler oluşturacaktır.
