Son günlerde İsrail’in yürüttüğü askeri operasyonlar neticesinde Gazze’de çok sayıda insani krizin yaşandığı bildirilmektedir. Saldırılar nedeniyle bölgede halkın yaşadığı zorluklar, dikkat çekici manzaralarla doludur. Filistin’de, 45 binden fazla masum insanın hayatını kaybettiği belirtilirken, uluslararası alanda ateşkes talepleri giderek artmaktadır. Ancak, iki taraf arasında kalıcı bir ateşkesin sağlanması için gerekli adımlar henüz atılmamıştır.
İsrail tarafı, uluslararası toplumdan gelen ateşkes çağrılarını sürekli olarak farklı bahanelerle sabote etmektedir. Son olarak, ABD merkezli The Wall Street Journal (WSJ) gazetesinde konuya dair çarpıcı bir iddia gündeme gelmiştir. Habere göre, Gazze’de ateşkes görüşmeleri çıkmaza girmiştir ve bu durum, her iki tarafın da müzakerelere yönelik tutumlarını sertleştirdiği anlamına gelmektedir.
Ateşkesin gerçekleşmesi için gerekli olan görüşmeler, bazı Arap arabulucuların katılımıyla sürdürülmektedir. Ancak, ABD Başkanı Joe Biden’ın görevi Donald Trump’a devredeceği 20 Ocak tarihine kadar bir anlaşmaya varılması beklenmemektedir. Bu durum, uluslararası kamuoyunda belirsizliğin artmasına sebep olmaktadır.
Ateşkes müzakerelerinde yer alan tarafların, toplamda 30 rehinenin serbest bırakılmasını içeren 60 günlük bir ateşkes üzerinde yoğunlaştığı ifade edilmektedir. Ancak, İsrail’in rehine karşılığında Filistinli tutukluların serbest bırakılmasını talep etmesi ve Gazze’ye insani yardım akışının artırılmasını istemesi, müzakerelerin karmaşık bir hal almasına neden olmuştur.
Öte yandan, taraflar arasındaki anlaşma sağlama çabaları her geçen gün zorlaşmakta; İsrail, Hamas’ın talep ettiği bazı Filistinli mahkumları serbest bırakmayı reddetmektedir. Hamas ise savaşın sona ermesi yönündeki taleplerini sıkça gündeme getirmektedir. Bu durum, bölgede kalıcı bir çözümün sağlanmasının önünde büyük bir engel oluşturmaktadır.
Arabulucular, Biden yönetiminin Trump’ın görevi devralmasının ardından, her iki tarafın da müzakere süreçlerine geri dönmesini ummaktadır. Ancak, mevcut durum göz önüne alındığında bu beklentilerin ne kadar gerçekçi olduğu tartışmalıdır. Bölgedeki siyasi denklem ve tarafların pozisyonlarının sertleşmesi, müzakerelerin önünü kapatmaktadır.
Sonuç olarak, Gazze’deki insani kriz derinleşirken, uluslararası toplumun bu duruma çözüm bulması için daha etkin adımlar atması gerekmektedir. Savaşın sonlandırılması ve kalıcı bir ateşkesin sağlanması, sadece bölgedeki halkın huzuru için değil, aynı zamanda uluslararası barış için de kritik öneme sahiptir.