İsrail’de devam eden protestolar, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun hükümetine karşı artış gösteriyor. İlgili eylemler, İsrail toplumunun çeşitli kesimleri tarafından, özellikle de hükümetin yargı ve sosyal politikalarına yönelik ciddi endişelerin dile getirilmesine sebep oluyor.
Son günlerde dikkat çeken bir gelişme, görevinden alınan eski Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın, milletvekilliği görevinden de istifa etmesi oldu. Gallant, bu kararı almakla birlikte, halkın gözünde hem bir muhalefet sembolü haline geldi hem de mevcut hükümetin uygulamalarına karşı duruşunu pekiştirmiş oldu.
Galant, istifasının gerekçesi olarak Ultra-Ortodoks Yahudilerin askerlikten muaf tutulmasını protesto etmeyi öne sürdü. Bu durum, özellikle askeri hizmetin sosyal adalet açısından dengeli bir şekilde dağıtılması gerektiğini savunan birçok vatandaş ve girişimci için endişe verici bir durum olarak değerlendiriliyor. Gallant, bu konudaki tepkisini net bir şekilde ortaya koyarken, Türkiye’nin ekonomi ve güvenlik gündeminde de benzer soruları gündeme getirdiği anlaşılıyor.
İsrail basını, Gallant’ın Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nin üyesi olarak kalmaya devam edeceğini bildirdi. Bu durum, partinin iç dinamiklerinin ve iktidar yapısının nasıl şekilleneceği üzerinde birçok soru işareti doğuruyor. Genel olarak hükümetin politikalarının, nasıl bir sosyal dinamik yaratacağı merakla takip ediliyor.
Eski Savunma Bakanı, hükümetin yargı politikalarına yönelik eleştirilerini de açıkça ifade etti. Gallant, tartışmalı yargı reformunu “Tehlike” olarak tanımlarken, bu durumun sadece hukukun üstünlüğünü değil, aynı zamanda toplumun genel huzurunu da ciddi şekilde tehdit ettiğini belirtiyor. Bu noktada, yargı yetkisi ve bağımsızlığı konusunda yaşanılan tartışmalar, İsrail’deki sosyal huzursuzluğun artmasına zemin hazırlıyor.
Özellikle yargı reformuna karşı çıkan grupların, toplumsal hareketlerinin artması ve bu konuda geniş bir destek bulmaları, Netanyahu hükümetini zor durumda bırakabilir. Hükümetin sürekli olarak savunduğu “güvenlik ve istikrar” konuları, halk arasında büyük bir tepkime yaratmaya devam ediyor. Bu durum, sadece hükümetin değil, aynı zamanda toplumun da yeniden düşünmesine ve tartışmaların derinleşmesine yol açıyor.
Sonuç olarak, Yoav Gallant’ın istifası, İsrail’deki mevcut siyasi ortamın ne denli karmaşık ve huzursuz olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Hükümetin aldığı kararların ve yürütülen politikaların nereye gideceği konusundaki belirsizlikler, hem halk hem de politikacıların konuyla ilgili endişelerini arttırıyor. Protestoların devam edip etmeyeceği ve muhalefetin toplum üzerindeki etkisinin nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor.