İstanbul’da faaliyet gösteren FSVO, yüksek miktarda borun fetal gelişim ve doğurganlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği konusunda bir duyuru yaptı. Uzun vadede sağlık riskleri taşıyan bu durumun önemsenmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
Beypazarı markası yetkilileri ise durumun risk içermediğini belirterek, Dünya Sağlık Örgütü ve ABD Çevre Koruma Ajansı standartlarına uygun olduklarını ifade etti. Haberin İsviçre kaynaklı olmasına rağmen, bilginin yanlış algılanmasına sebep olabileceğine dikkat çekildi.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Cavit Işık Yavuz, bor sınır değerini 1 mg/L olarak belirterek, Türkiye’deki su denetimlerinin sonuçlarının paylaşılmadığını söyledi. Üsküdar Üniversitesi’nden Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu ise bor tüketim miktarları hakkında bilgi verdi ve içme suyundaki bor miktarının sağlığa zarar verecek seviyelerde olmadığını belirtti.
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Uzmanı Dr. Demet Erciyes, deterjan ve bulaşık tabletlerinde bulunan borun kemik ve kas sağlığını desteklediğini belirtirken, prostat kanserini önlemede de etkili olduğunu belirtti. Yüksek dozlarda erkek hayvanlarda üreme üzerinde toksik etkilerinin görüldüğünü ancak doğurganlık üzerinde net bir etkisinin olmadığını ifade etti. Kimyagerler Derneği Genel Sekreteri Sefa Karta ise ülkeler arasında alınabilecek bor miktarının farklılık gösterebileceğini belirterek FSVO’nun tespit ettiği bor miktarı hakkında somut verilerin olmadığını belirtti.
