Amerika Birleşik Devletleri’nde, 20 Ocak 2025 tarihinde göreve başlaması beklenen Donald Trump’ın, Grönland adasının ABD’nin kontrolünde olması gerektiği yönündeki açıklamaları ülke gündeminde büyük yankı uyandırdı. Bu duruma yönelik uluslararası tepkiler devam ediyor ve pek çok yetkili, konuyla ilgili fikirlerini kamuoyuyla paylaşmaya başladı.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, Fransız medyasına verdiği bir röportajda, ABD’nin Grönland’ı işgal etme ihtimaline dair çarpıcı bir değerlendirme yaptı. Bakan Barrot, Grönland’ın 600 yıldan fazla süredir Danimarka’ya ait olduğunu hatırlatarak, ABD’nin bu stratejik Arktik adasını işgale kalkışacağına dair kesin bir inanca sahip olmadığını ifade etti.
“ABD’NİN GRÖNLAND’I İŞGAL EDECEĞİNE CEVABIM HAYIR”
Bakan Barrot’un açıklamalarında dikkat çeken bir diğer nokta ise, Avrupa Birliği’nin egemenlik hakları konusunda tutumuydu. Barrot, “Avrupa Birliği olarak, kim olursa olsun, diğer ülkelerin kendi egemen sınırlarına saldırmasına izin vermeyeceğimiz konusunda hiçbir şüphem yok,” şeklinde konuştu. Bu ifade, AB’nin ortak savunma ilkesine olan inancını da yansıtmış oldu. Barrot, ABD’nin Grönland’ı işgal etme niyetinde olup olmadığını sorduğunda ise, “Cevabım hayır,” diyerek bu konudaki endişelerini dile getirdi. Bununla birlikte, uluslararası arenada en güçlünün hayatta kalma ilkesinin geçerli olduğuna inandığını da vurgulayarak, “Ama en güçlünün hayatta kaldığı bir döneme girmişsek, o zaman cevabım evet,” ifadesini ekledi.
Jean-Noel Barrot’un bu açıklamaları, yalnızca ABD ile Danimarka’nın ilişkilerini değil, aynı zamanda Avrupa Birliği içinde güç dengelerini, stratejik ortaklıkları ve jeopolitik durumu da sorgulatıyor. Avrupa’nın, dünya üzerindeki jeopolitik değişimlere karşı daha dikkatli ve güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini belirten Barrot, AB’nin kendisini korkutmasına veya aşırı kaygılandırmasına izin vermemesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, AB’nin uyanması ve güçlenmesi için atılması gereken adımları da sıralayarak, uluslararası dengelerin yeniden şekillendiği bir dönemde, kıtanın birlik olmasının önemine dikkat çekti.
Donald Trump’ın Grönland üzerindeki iddiaları, sadece Fransa değil, dünya genelindeki pek çok ülke tarafından da takip edilmekte. Özellikle Arktik bölgesinin sahip olduğu stratejik kaynaklar ve jeopolitik önem, ülkeler arası gerilimleri artırabilir. Bu bağlamda Barrot’un ifadeleri, Avrupa’nın bu süreçte nasıl bir rol oynayacağı ve uluslararası ilişkilerdeki dengeyi nasıl koruyacağı açısından büyük önem taşımaktadır. Önümüzdeki dönem, hem ABD’nin hem de Avrupa’nın uluslararası politikadaki tutumlarının nasıl şekilleneceğini gösterecek.
