Evrenin en eski ve en büyük galaksilerinin oluşumu, uzun bir süre boyunca bilim insanlarının merak ettiği bir konu olmuştur. Bu konuda yapılan yeni bir araştırma, bu gizemli yapılarının arkasında antik kozmik çarpışmaların olabileceğini ortaya koyuyor. Bilim insanları, galaksilerin kökenine dair hala pek çok bilinmeyen olduğunu bildirmektedirler.
Şu anda var olan sarmal galaksiler, örneğin Samanyolu’na göre, erken evrende oluşan bazı devasa galaksilerin daha şişkin ve farklı bir yapıda olduğunu gözlemlemektedirler. Genel olarak, hızlı bir şekilde büyüyen bu şişkin galaksilerin merkezlerinde, büyük miktarda soğuk gazın yoğunlaştığı görülmektedir. Merkezdeki bu yoğun gaz, galaksinin yapısını şekillendiren önemli bir faktördür.
Yapılan bu araştırmalar özellikle Southampton Üniversitesi’nden bilim insanları tarafından gerçekleştirilmiştir. Araştırma, galaksiler arasında meydana gelen çarpışmaların, bu şişkin yapıların oluşumuna önemli bir katkı sağladığını göstermektedir. Çarpışmalar sonucunda, galaksilerdeki gaz galaksi merkezlerine doğru hareket etmekte ve bu da trilyonlarca yeni yıldızın oluşmasına sebep olmaktadır.
Araştırma ekibi ayrıca, Şili’deki Atacama Büyük Milimetre Dizisi (ALMA) teleskopunu kullanarak 100’den fazla uzak galaksiyi incelemiştir. İncelenen bu galaksilerin çoğu, yoğun bir yıldız oluşum süreci içerisindedir ve bu durum, galaksilerin dinamiği hakkında önemli veriler sağlamaktadır. Bilim insanları, galaksilerin merkezinde bulunan süper kütleli kara deliklerin de bu sürecin önemli bir parçası olduğunu belirtmektedirler. Kara delikler, çevrelerindeki gazı çekerek yıldız oluşumunu tetiklemekte ve bu da galaksinin evriminde yeni dinamikler yaratmaktadır.
Araşmacı ekip, James Webb Uzay Teleskobu (JWST) ve Euclid uydusu tarafından toplanan verileri kullanarak çalışmalarını sürdürecektir. Bu veriler, galaksilerdeki yıldız popülasyonlarının haritalandırılmasına ve erken galaksi oluşumunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacak. Bu dönemdeki keşifler, evrenin yapısını ve geçmişini aydınlatmak için kritik önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, galaksilerin oluşumu üzerine yapılan bu yeni keşifler, sohbetler içerisinde önemli bir yer tutmaktadır. Geçmişte yaşanan kozmik olaylar ve dinamik süreçlerin, günümüzdeki galaksilerin şekil ve büyüklüklerinde büyük rol oynadığı düşünülmektedir. Gelecek araştırmalar, bu olguları daha net hale getirecek ve evrenin kökenlerine dair bilgimizi genişletecektir.