61 yıllık Baas rejimi çökerken, Suriye’nin eli kanlı lideri Beşar Esad, çaldığı paralarla kaçmayı tercih etti. Bu gelişme, Suriye’deki halk arasında büyük bir sevinçle karşılanırken, Esad’ın geride bıraktığı karanlık geçmiş ve işlediği suçlar da gün yüzüne çıkmaya başladı.
Suriye’deki mevcut durumu değerlendiren Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Thameen Al-Kheetan ve BM Cenevre Ofisi İletişim Direktörü Alessandra Vellucci, BM’nin Cenevre Ofisi’nde yaptığı haftalık basın toplantısında dikkat çekici açıklamalarda bulundular. Al-Kheetan, Esad’ın geçmişte ve günümüzde ciddi suçlar işlemiş olabileceğini belirterek, “Elbette Beşar Esad ile geçmişte ve günümüzde ciddi suçlar işlemiş olabilecek herkes uluslararası insan hakları hukukuna ve adil yargılamalara uygun olarak hesap vermeli” ifadelerini kullandı. Bu durum, Suriye’deki geçiş süreci ve adaletin sağlanması açısından kritik bir öneme sahip.
Al-Kheetan, Esad rejiminin devrilmesinin ardından, cezaevlerinden yüzlerce tutuklunun serbest bırakıldığına dair görüntülere dikkat çekti. “Bazıları gün ışığını gördükleri için mutluluklarını dile getirirken, diğerleri yıllarca süren işkence ve insanlık dışı muamele dolayısıyla yaşadığı şok nedeniyle kendini ifade edemiyor,” şeklinde konuştu. Bu, Suriye’deki trajedinin ne denli derin olduğunu gözler önüne seriyor.
Bunun yanı sıra, Al-Kheetan, yıllarca ailelerinden habersiz bir şekilde gözaltında tutulan insanların, yıllar sonra ilk kez birbirlerine sarıldıkları ve bazı ailelerin çocuklarını tanımakta zorluk çektiklerini gösteren dokunaklı sahneler yaşandığını vurguladı. Bu durum, işkencenin ve insanlık dışı muamelelerin izlerinin hala toplumda ne denli derin olduğunu ortaya koyuyor.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk de, gelecek haftalarda Suriye’deki insan hakları konularına dair mevcut BM varlığını gözden geçirmek ve geçiş sürecinin kapsayıcı bir şekilde ilerlemesini desteklemek için insan hakları heyetini bölgeye göndereceğini açıkladı. Al-Kheetan, geçiş sürecinde adaletin sağlanması ve insan haklarına dayalı bir toplumsal güvenin inşa edilmesinin Suriye’nin geleceği açısından oldukça önemli olduğunu belirtti. “Bu, ülke genelindeki bireylerin ve ailelerin onlarca yıldır katlandığı tarif edilemez acıyı ele almanın ve tüm Suriyelilerin insan haklarının eşit şekilde saygı görmesini sağlamanın tek yoludur,” dedi.
Al-Kheetan, geçici hükümetin yetkililerine, geçmişte yaşanan suçların ve ihlallerin kanıtlarını korumak için acil adımlar atmaları gerektiğini vurguladı. Bu adımların toplu mezarlar, hapishaneler, gözaltı merkezleri ve devlet kurumlarından elde edilecek belgeleri içermesi gerektiğini ifade etti. Al-Kheetan, “Olayların belgelenmesi ve sorumluların hesap vermeye çağrılması açısından da bu belgelerin önem taşıdığını” belirtti.
Son olarak, Yüksek Komiser Türk’ün Suriye’deki kapsamlı geçiş sürecinin merkezine insan haklarını yerleştirmesi gerektiğini hatırlatan Al-Kheetan, geçici hükümet yetkililerine güvenliğin yeniden sağlanması ve suç işlediği belirtilenlerin uluslararası insan hakları standartlarına uygun olarak hesap vermelerinin sağlanması çağrısında bulundu.