Küresel doğurganlık oranlarının düşmesi, günümüzde birçok ülke için bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Geçtiğimiz Mayıs ayında yayımlanan Wall Street Journal haberi, bu olgunun ciddiyetini gündeme getirmiş ve dünyada nüfusun sabit tutulması için gerekli olan doğum oranının altında kalındığını belirtmiştir.
Bu konu ile ilgili olarak, dünyanın en zengin insanı olan Elon Musk, sosyal medya üzerinden dikkat çekici bir paylaşımda bulunmuştur. SpaceX, Tesla ve X platformunun CEO’su olan Musk, Avrupa’daki doğum oranlarının dramatik bir şekilde düştüğünü gösteren bir grafiği paylaşarak, “Avrupa ölüyor” ifadesini kullanmıştır. Bu durum, Avrupa’nın demografik yapısında yaşanan ciddi değişikliklerin bir yansımasıdır.
Kendi ailesiyle ilgili olarak da dikkat çeken Musk, toplamda 11 çocuğa sahiptir. Bu durum, Musk’ın doğurganlık oranları konusundaki duyarlılığını artırmakta ve zaman zaman bu konuyla ilgili sosyal medya üzerinden paylaşımlar yapmasına neden olmaktadır. Aile yapısının global düzeydeki değişimleri etkileyeceği düşünülmektedir.
Bir rapora göre, Avrupa’da nüfusun sabit kalabilmesi için ülkelerin kadın başına en az 2,1 çocuk doğurması gerekmektedir. Ancak mevcut durum, bu kritik eşiklerin altında kalmaktadır. Örneğin, Malta, Avrupa’daki en düşük doğurganlık oranına sahip ülke olarak 1,08 değerine ulaşmıştır. İspanya ise 1,16 ile bu noktada bir diğer düşük oranı sergileyen ülke olmuştur.
Türkiye ise doğurganlık oranları açısından Avrupa’daki bazı ülkelerle karşılaştırıldığında daha yüksek değerler göstermektedir. 2022 yılı itibarıyla toplam doğurganlık oranı binde 1,63 olan Türkiye, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkeler arasında 5. sırada yer almıştır. Ancak, 2023 yılı itibarıyla Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’deki doğurganlık oranı 1,51’e gerileyerek, AB ortalamasının altına inmiştir.
Sonuç olarak, Avrupa’daki doğurganlık oranlarının düşmesi ve Türkiye’nin bu konudaki durumu, gelecekte demografik değişimlerin nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları vermektedir. Bu durum, ekonomik, sosyal ve kültürel etkileri de beraberinde getirecektir. Ülkelerin nüfus politikalarını gözden geçirmesi, bu sorunla başa çıkabilme becerisini geliştirmelerine yardımcı olacaktır.