17 Kasım 2025 tarihinde, Pera Palace Hotel‘de düzenlenen basın toplantısında, El Bebek Gül Bebek Derneği, dünya genelinde her yıl yaklaşık 15 milyon bebeğin prematüre olarak doğduğunu ve Türkiye’de bu rakamın 100 bin civarında olduğunu vurguladı. Prematüre doğan bebeklerin çoğu, yaşamlarının ilk günlerinde ailelerinden ayrı kalmak zorunda kalıyor. Bu durumu değiştirmek amacıyla düzenlenen toplantıda, bebeklerin yaşam yolculuğuna anneleriyle birlikte, ten tene temasla başlamasının önemi dile getirildi.

“Sıfır Ayrılık” Kampanyası Nedir?
El Bebek Gül Bebek Derneği, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Global Foundation For The Care Of Newborn Infants (GFCNI) ile iş birliği yaparak Türkiye’de “Sıfır Ayrılık” kampanyasını başlattı. Bu kampanya, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde ebeveynlerin 24 saat erişim hakkına sahip olmasını, kanguru bakımının standart bir uygulama haline gelmesini ve her ünitenin aile dostu hale getirilmesini amaçlıyor. Toplantıda, prematüre bebeklerin ve ailelerinin haklarına yönelik toplumsal farkındalığın artırılması gerektiğine dikkat çekildi.

Ten Tene Temasın Önemi
El Bebek Gül Bebek Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Uzman Psikolog İlknur Okay, toplantıda “Sıfır Ayrılık” ilkesinin yalnızca bir sağlık yaklaşımı değil, aynı zamanda bir yaşam hakkı olduğunu vurguladı. Okay, “Her bebeğin annesinin kokusuyla, sesiyle, dokunuşuyla büyüme hakkı vardır. Biz bu hak için sesimizi yükseltiyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’nün de vurguladığı gibi, ayrılık öldürür, yakınlık yaşatır” dedi.

Ülkemizde birçok yenidoğan yoğun bakım ünitesinde ebeveyn erişiminin sınırlı olduğunu belirten Okay, annelerin bebeklerinin yanında kalamadığını ve babaların sürece dâhil olamadığını ifade etti. Araştırmalar, ten tene temasın ve ebeveynin bebeklerinin yanında olmasının yalnızca bir sevgi göstergesi değil, aynı zamanda bir tedavi yöntemi olduğunu ortaya koyuyor. Dernek, bu konuda farkındalık yaratmak için çeşitli projeler yürütüyor.

Bilimsel Verilerle Desteklenen Yaklaşımlar
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl dünya genelinde yaklaşık 15 milyon bebek prematüre olarak doğuyor. Türkiye’de ise 100 bin bebek prematüre doğuyor ve bu bebeklerin önemli bir kısmı, yaşamlarının ilk günlerinde ailelerinden ayrı kalıyor. Bilimsel araştırmalar, ten tene temasla bakım gören bebeklerde ölüm oranlarının yüzde 25 kadar azaldığını, emzirme oranlarının ise belirgin biçimde arttığını göstermektedir.
Türkiye Anne Bebek Ruh Sağlığı Farkındalık Birliği kurucusu Prof. Dr. Nazan Aydın, ten tene temasın tıbbın en güçlü ama en basit tedavi biçimlerinden biri olduğunu belirtti. Aydın, “Bebek ve anne arasındaki temas yalnızca bebeğin değil, annenin de yaşama tutunma gücünü artırır” dedi. Ayrıca, DSÖ’nün 2022’de yayınladığı rehberde, kanguru bakımının tüm prematüre bebekler için doğumdan hemen sonra başlatılması ve günde 8 ila 24 saat arasında sürdürülmesi önerildiğini aktardı.

Ebeveynlerin Rolü ve Öneriler
Toplantıda, Türk Neonatoloji Derneği adına konuşan Prof. Dr. Hülya Selva Bilgen, prematüre bebeklerin kuvözde dahi olsalar anne ve babalarından ayrılmamaları gerektiğini belirtti. Bilgen, ebeveynlerin varlığının bebeğin yalnızca duygusal gelişimi için değil, tıbbi iyileşme süreci için de kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. Araştırmalar, anne ya da babanın sesiyle, dokunuşuyla temas eden bebeklerde solunum ve kalp ritminin daha hızlı dengelendiğini, enfeksiyon oranlarının azaldığını ve anne sütünün arttığını gösteriyor.
El Bebek Gül Bebek Derneği, “Sıfır Ayrılık” çağrısıyla Türkiye’deki her prematüre bebeğin, tıbben mümkün olduğu sürece, annesinin yanında ve onunla temas halinde büyümesi için çalışmalarını sürdürüyor. Dernek, sağlık otoriteleri ve hastanelerle iş birliği içinde “Bebek Dostu 2.0 – Sıfır Ayrılık Standardı”nın hayata geçmesi ve her yenidoğan yoğun bakım ünitesinin aile dostu hale gelmesi için çağrıda bulundu.

















